28 Haziran 2014 Cumartesi

24 Filmlik En İyi 10 Filmim


Bu yılın Türk sinemasının 100. Yılı olması nedeniyle Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı Sinema genel müdürlüğünün düzenlediği 100 Yıl 100 Film anketi 1 Eylül’e kadar devam edecek.
Fuat Uzkınay tarafından 1914’te çekilen “Ayestefanos’taki Rus Abidesi’nin Yıkılışı” adlı belgesel ile tarihi yolculuğuna başlayan “Türk Sineması” bu yıl 100. Yaşını Kutluyor!

http://www.yuzyilyuzfilm.gov.tr/

Oldum olası film anketlerine hep mesafeli durmuşumdur. Bence sinema kişinin kendi algılarından yola çıkılarak oluşturduğu bir dünyadır. Hani kitaplardan uyarlanmış filmlerin  okuyucularına göre her zaman kötü olması gibi. Çünkü roman da olsa sinema filmi de olsa bütün kurgusal yapıtlarda kişi kendi algılarından yola çıkarak beğeni düzeyini oluşturur ve kendince bir şey bularak yapıta yakınlaşır.100 yılın 100 filmi anketinde de elim bütün filmlere oy vermeye gitti ama maalesef 10 oy hakkıyla bunu kısıtlamam gerekiyordu. En iyi filmleri belirlemek her zaman zor olmuştur benim için. Öyle yapıtlar vardırki birini seçersin diğerini elersin  ona hakaret. Hele hele en iyi film onurunu bahşedecek kadar tek bir filme yakınlık duyamıyorum. Yurtdışında ilk ödülümüzü getiren Susuz yaz’ı mı seçersin, Cannes’dan ödülle dönen Uzak’ı mı, Yol’u mu(şimdi Kış uykusu da girmeli bu listeye), yediden yetmişe herkesin sevdiği Hababam Sınıfı’nı mı, Kapıcılar Kralı’nı mı. Bu sorular uzar gider. Birini seçsen diğeri boynu bükük kalır. İşte bu yüzden oy verirken çok zorlandım ve oy verdiklerimden çok oy veremediklerime üzüldüm. Oy verirken 10 filmle kendimi zorlamadan biraz hormunlu da olsa 24 filmlik en iyi on filmimi belirledim. Kafan mı güzel, matematiğin mi zayıf demeyin işte benim en iyi filmlerim listem. Buyrunuz:)


1-MASUMİYET 
Zeki Demirkubuz'un başyapıtı Masumiyet her zaman ilk üçümde olmuştur. Hikayesi öyle insanın içini derinden yaralarki ne zaman izlersem izleyeyim Bekir'in Uğur'a aşkından öte saplanışını başka hiçbir  filmde yakalayamam. Hele hele öykünün gerçek olma ihtimali bile tüylerimi diken diken etmeye yeter.

2-ANAYURT OTELİ
Küçük  bir Anadolu kasabasındak küçük bir otelin katibi küçük insan  Zebercet'in büyük yalnızlığının hikayesi. 80 darbesi sonrası toplumcu sinemanın bitip karaktere dayalı sinemanın başlangıcı sayılır. Macit Koper'in efsane Zebercet performansı oyunculuk anlamında da sinema tarihimizde en iyilerden sayılır.

3-SEVMEK ZAMANI - SELVİ BOYLUM AL YAZMALIM-KIRIK BİR AŞK HİKAYESİ
Bu filmler benim için aşkın en temiz en saf şekliyle anlatıldığından birini diğerinden ayıramam. Tek bir filmmiş gibi listeye dahil ediyorum. Türk sinemasının en iyi aşk filmleri.

4-SUSUZ YAZ
Yukarıda da bahsetmiştim. Yurtdışında ilk büyük ödülümüzü getiren Susuz Yaz susuzluk ve kadınsızlık gibi toplumsal konuları çok iyi işler ve o zamanın küçük anadolu köylüsünün çıkmazlarını çok iyi yansıtır. 64 yılında Berlin'de altın ayıyı almasıyla Türk sinemasının Avrupa'ya açılışının simgesidir aynı zamanda. Filmle ilgili tek olumsuz yan;oyuncusu ve yapımcısı Ulvi Doğan ile yönetmeni Metin Erksan arasındaki kavga ve yıllar sonra Hülya Koçyiğit'e benzeyen bir figuranla birkaç erotik-pornografik sahnenin eklenmesiyle I had my brothers wife (Kardeşimin karısına sahip oldum) adıyla erotik sinemalarda gösterilmesi.

5-EŞKİYA - MUHSİN BEY - AŞK FİLMLERİNİN UNUTULMAZ YÖNETMENİ
Büyük oyuncu Şener Şen'in filmografisindeki en iyi filmleri. Şu an türk sinemasının gişede tekrar canlanmasının başlangıcı kabul edilen Eşkiya gösterildiği zaman Hollywood hegemonyasını yıkmış ve 80 sonrası çöken türk sinema endüstrisinin tekrar yükselmesini sağlamıştı. Muhsin Bey ise yine 80 sonrası toplumun kültür sanat hayatını arabesk-türkü ekseninde çok iyi analiz ederek döneminin en iyi filmlerinden biri olmuştu. Aşk filmlerinin unutulmaz yönetmeninde de sinema emekçilerini onurlandırarak film çekmenin ne kadar zor bir iş olduğunu göstermesi bakımından oldukça önemlidir.

6-YOL - SÜRÜ - DUVAR
100 yıllık türk sinemasında Yılmaz Güney kadar etki bırakmış başka bir sanatçi var mıdır bilmiyorum. Sahip olduğu politik duruş ile 80 öncesi çalkantılı yıllarda sinemayı başka bir boyuta taşımış ve sessizlerinin sesi olarak sinemayı toplumsal bir uyanışı yaratmak için ulvi bir amaca büründürmüştü. 70'li yıllar sinema anlamında zor yıllardı, sansür denilen demokles'in kılıcı sinemacıların tepesinde durmuş ve kim bilir kaç dünya yapıtının oluşmasını engellemişti. Ama bu zorbalık Yılmaz Güney'i durdurmamış ve Yol ile Cannes'da en iyi film olma yolunda engel olmamıştı. Yol- Sürü - Duvar bence açık ara Yılmaz Güney sinemasının başyapıtları ve 100 yıllık film serüvenimizde kilometre taşlarıdır.


7-HABABAM SINIF 
HABABAM SINIFI SINIFTA KALDI 
HABABAM SINIFI DOKUZ DOĞURUYOR
Hababam sınıfı hakkında ne desek boş. Rıfat ılgaz'ın türk edebiyatındaki en önemli eserlerinden Hababam sınfı serisi Ertem Eğilmez,Minur Özkül,Adile Naşit, Tarık Akan, Halit Akçatepe,Kemal Sunal'lı ekibiyle unutulmazlar arasındadır. Sadece şunu diyebilirim ilk film 1974 yılında  yani bundan 40 sene önce çekilmiş ama daha dün televizyondaydı sanki ilk defa izliyormuş gibi gözümü kırpmadan izledim.

8- BİZİM AİLE - NEŞELİ GÜNLER - GÜLEN GÖZLER-AİLE ŞEREFİ
Fakir ama gönlü zengin türk ailesinin en iyi yansıtıldığı sıcacık filmlerdir Bizim aile, neşeli günler, gülen gözler. Hala sorsanız hangi konu hangi filmin diye söyleyemem. Vecihi hangi filmdeydi, tavanarasında sabun tozu hangi filmdi,sirke-limon kavgası hangi filmdeydi hakikaten söyleyemem. Bence hepsi bir film. Eminin benim yaşıtım çoğu kişi de bilmiyordur. Biraz google'ın yardımıyla söyleyecek olursak;

Gülen Gözler; Vecihili film aynı zamanda tavan arasında sabun tozu olan film. Yunus'un oğlu Temel'in pısırıklığı, Itır Esen'in sahte öksürükleri, Vecihi'nin seviyorum veriyor musun şarkısı.

 Neşeli Günler; sirke-limon kavgasından ayrılan Minur Özkul-Adile Naşit yıllar sonra tekrar biraraya geldiği film. Rahmetli başkan kennedy, taçsız kral pele, backenbauer, kaleci mayer, nadia comaneci, brigitte bardot, Fenerbahçe'li Cemil yani Atma Ziyaaa desek yeter galiba.

Bizim aile ise Yaşar usta'ın fabrikatöre verdiği efsane ayardan hatırlarsınız. Bana bak beyim ile başlar dokunma yavruma dokunma gelinime diye biter. Tuzu verir misin feride abla, baba ben profesyonel oldum, büyüdüler yaşar bey büyüdüler, annem bi buttan fazlasını göndermedi. Nasıl unutulur bu replikler!

Bir de bu güzel dramla komedinin içiçe geçtiği filmlere ek bence dram anlamında en yüklü filmi de boş geçmemek lazım. Aile Şerefi çocukluğumda izlediğim en kasvetli filmlerden.Bütün bu filmlerin ortak noktası fakir ama gururlu küçük ailelerin sevgiyle dayanışmayla hiçbir zaman yıkılmayacaklarını bize çocukken öğretmiş olmaları.


9 - UZAK
Yakın zamanda Kış uykusu ile Cannes'da altın palmiyeyi alarak sinema tarihimize altın harflerle yazılan Nuri bilge Ceylan'ın bence en iyi filmi (Kış uykusunu henüz izlemedim, o hariç diğerleri içinde diyelim). Karlar altındaki müthiş istanbul fonunda birbirinden uzak iki kişinin muhteşem anlatımı.

10 -HACİVAT KARAGÖZ NEDEN ÖLDÜRÜLDÜ?
Bu listede olması en garip gelen film olabilir ama bence Ezel akay'ın 2005 yapımı Hacivat Karagöz neden öldürüldü filmi sinema tarihimizde değeri anlaşılmamış nadir yapımlardan biri. Öncelikle Haluk Bilginer, Beyazıt Öztürk, Ayşen Gruda, Güven Kıraç, Şebnem Dönmez gibi sağlam oyuncu kadrosuyla tarihimizin en büyük değerlerinden Hacivat Karagöz ekseninde onları anlatırken asıl mizah ile politikanın amansız savaşını anlatması ve osmanlının kuruluş zamanını çok iyi yansıtması bu listeye girmesini sağlıyor. Filmin tek kusuru ses miksajı olabilir. Bu yüzden sanırsam hakettiği ilgili ve onuru görmedi zamanında.

BONUS 11 – ZÜĞÜRT AĞA
Dedim ya kimi listeye alsam dışarıda kalanlara içim acıyor diye. Şener Şen'in yine efsane oyunculuğuyla bir başyapıt. Zamanın anadolu hiyerarşisinin kapitalizm karşısında nasıl çöktüğünün en büyük ispatı. Tam bir anadolu çözümlemesi. Eğer sosyoloji okusaydım eminim bu film üstüne doktora yazardım. Sosyologlar için tam bir vaha.

BONUS 12 – MAVİ BONCUK
Minur Özkul, Zeki Alasya, Metin Akpınar, Tarık Akan, Kemal Sunal, Halit Akçatepe, Adile Naşit ve Emel Sayın. Türk sineması bu kadrodan daha iyi bir kadro gördü mü acaba? Psikoloji literatüründe Stockolm sendromu olarak geçse de ben Mavi Boncuk sendromu demeyi tercih ederim.

BONUS 13 – CANIM KARDEŞİM
Kahraman, Kahraman canım kardeşim. Televizyonda çizgi film izlemenin bu kadar insanı burkacağı kimin aklına gelir. Hele o Cahit Oben'in bestesi. müziğiyle bile listeye girmesi yeter.
 




*
Share/Save/Bookmark

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder