10 Şubat 2013 Pazar

Hükümet Kadın; Çakma Vizontele

 Sermiyan Midyat ikinci filmi Hükümet Kadın ile yeniden karşımızda. Senaryo yazımı konusunda kendini geliştirmiş gözükse de genel olarak baktığımızda daha çok fırın ekmek yemesi gerek demekten kendimi alamıyorum.

Türkiyenin ilk kadın belediye başkanı olan babaannesinden hareketle toplumsal bir tablo çizme niyetinde olan Sermiyan Midyat deyim yerindeyse bir çuval inciri berbat ediyor. Filmde 7’si erkek 1’i kız olmak üzere sekiz çocuğu olan Xate belediye başkanı olan eşinin ölümünden sonra onun yerine geçer ve ilçenin su sorununu çözmeye adar kendini. Bunu yapmak için çabalarken okuma yazma bilmemesinin yarattığı trajikomik durumlar filmin ana mizah çatısını oluşturuyor. Tabi bunu yaparken de şive mizahına da sığınması filmin en büyük eksikliklerinden. Mizah anlamında yer yer girdiği çıkmazı da belden aşağı mizahla kapatmak istemesi filmin mizahsızlığına tuz biber ekiyor.

Filmin genel anlamda üstüne kurulduğu hikaye o kadar iyi ki bütün bu eksikliklere rağmen yine de başarılı sıfatını hakediyor. 50’li yılların sonuna doğru Demokrat Partinin getirmiş olduğunu iddia ettiği sözde çoksesliliğe atıfta bulunarak kadın belediye başkanı hikayesini oturtmak -her ne kadar sermiyan midyat’ın gerçek babaannesi olsa da- gerçeklikten uzak gözüküyor. Ya da bir başka deyişle atıfta bulunduğu tarihsel zemine pek uymuyor. Olsa olsa bir tesadüften ibaret olabilir. Zira filmde kendi de vurguladığı gibi o zamanlar Ankara taşraya yeteri kadar ilgi göstermiyor. 



50’li yılların sonunda hala suyu olmayan ve çabalayan bir halkın hikayesi çok zengin bir hikayedir ama maalesef Sermiyan Midyat daha başında olduğu sinema yolculuğunda hikayesini berbat ediyor. Arkasını Bkm’ye yaslayan film yan oyunculuklar anlamında pek sırıtmıyor ve aşina olduğumuz mizahi yüzlere burada da rastlıyoruz. Ama diyemeden geçemeyeceğim bu hikayeyi Yılmaz Erdoğan kaleme alıp çekseydi altına imzamı atarım son 10 yılın en iyi filmi olurdu.
Çünkü Yılmaz Erdoğan'ın Vizontele'lerinde ajitasyona sığınmadan mizahi sosla  yarattığı doğu halklarının çaresizliğini bu filmde maalesef göremiyoruz. Oysa su gibi insani bir gereksinime ulaşmak için hiç bir engel tanımayan insanların kavgasını yine belden aşağı mizaha ve ya şive mizahına sığınmadan anca Yılmaz Erdoğan anlatabilirdi.
Hele hele bazı yerlerde yaptığı zorlama politik göndermeler o kadar çiğ duruyor ki ne kadar haklı bir durum da olsa o hissiyatı veremiyor maalesef.



Sonuç olarak çok çok çok iyi olacakken sadece iyi olmuş bir film Hükümet Kadın. Süresi boyunca keyifli anlar yaşatsa da bittikten sonra bütün büyüsü kaçan filmlerden biri sadece. Ama her ne olursa olsun daha yolun başında bir isim Sermiyan Midyat.Bir önceki filmi Ay lav yu’nun anlamsızlığından sonra daha anlaşılabilir bir yapan Midyat bakalım sinema anlamında bundan sonra neler kazandıracak Türk sinemasına.


*
Share/Save/Bookmark

2 yorum:

  1. Başlığınız çok ağır olmuş bence.

    YanıtlaSil
  2. evet biraz ağır olmuş olabilir ama film de bunu destekler nitelikte diye düşünüyorum.

    YanıtlaSil