31 Ağustos 2011 Çarşamba

Sinema müzesi kuruluyor

altın kozafft5_mf796077

Adana Büyükşehir Belediyesi’nce yıllardır çalışmaları sürdürülen Sinema Müzesi için artık sona gelindi.Bu yıl 17-25 Eylül tarihleri arasında 18.cisi düzenlecek Altın Koza film festivali çerçevesinde açılışı yapılacak müze Seyhan caddesi üzerinde tarihi konakta hayat bulacak.Adana gerek sinema gerekse edebiyat dünyasında yetiştirdiği insanlarla Türk kültür sanat hayatına yön vermiş ender illerimizden biridir.Baston diksen yeşerir sözü ile atıfta bulunulduğu bereketli toprakları Yılmaz Güney’den Ali Şen’e,Aytaç Arman’dan Ali Özgentürk’e,Salih Güney’den Şener Şen’e nice ustaları yetiştirdi.Elindeki bu eşsiz mirası unutmayan Adana halkı ve yönetimi aslında geciken bir projeyi hayata geçirmekle yılların birikimini gelecek kuşaklara aktarmak adına çok önemli bir iş başardılar.

41e591d8-yilmaz-guney

Sadece sinema alanında önemli kişiler değil Orhan Kemal,Abidin Dino gibi değerlerimizin de balmumu heykelleri bulunacak.Yılmaz Güney’in 80’li yıllarda Fransa’daki arkadaşı Yavuz Pada’ya gönderdiği çay takımı,İrfan Atasoy’un daktilosu vs  yüzlerce orijinal film afişleri yer alacak. Bunların dışında da eğitim amaçlı da kullanılacak müze Türk Sineması üzerine yazılmış eserleri bünyesinde barındırarak yeni kuşaklara bu birikimi aktarmayı amaçlıyor.Ülke olarak hafızasızlığın içimize işlediğini düşünürsek eskiyi unutmadan yad etmek adına bu tür girişimleri her zaman desteklemeliyiz.  

*
Share/Save/Bookmark

Kes (Kerkenez)

kes (1)kes1969da10064541

Barry Hines’in  “A Kestrel For a Knave” adlı romanından Ken Loach’un kalemiyle senaryoya adapte edilen “KES“ türkçe çevirisiyle “Kerkenez” 60’lı yılların sonunda ingiltere’nin küçük bir kasabasında varolma savaşı veren sıradan insanların sıradan hayatlarını anlatan şiirsel bir destan sunuyor bize..

   Kes 1      
60’lı yılların sonu,avrupa ve dünya 68 kuşağının getirdiği heyecan ve romantizmle çok farklı bir yere doğru ilerlerken tamamen bunlardan habersiz insanların kendi hayatlarını yaşama derdinde varolma savaşlarını izliyoruz.Pink Floyd şarkılarından fırlamış gibi duran sıradan,dumanlı,gri bir kasabada yine another brick in the wall şarkısındaki gibi insanı adeta “leave them kids alone”diye bağırma isteği uyandıran öğretmenlerle çevrili yozlaşmış eğitim sisteminde kendi kişiliğini yaratmaya çalışan bir çocuk etrafında ilerliyoruz.

kes footballEvi terk eden baba,çalışan ilgisiz bir anne,her türlü eziyeti esirgemeyen madende ağır işçi abi’den bunalan ve kendi yaşıtları arasında da kabul görmeyen (adıyla müsemma kendi deyimiyle kötü ama o kadarda kötü olmayan bir çocuk) Billy Casper bütün bu itilmişliklerin arasında kendine bir nefes alma sahası yaratıyor ve evlerinin yakınında bulduğu bir Kerkenezi eğitme işine girişiyor.Buradaki metafor ise insanın daha iyi yaşamak adına kurduğu sistemdeki boşlukların insanları nasıl derin mutsuzluğa ittiği ve bunun sonucu olarak doğadan kendini koparan insanın yine doğaya dönüş isteğidir. Terkedilmekten o kadar korkar hale gelen insanoğlu yine bir kuşu beslemek bahanesiyle tutsak altına alması ve zaman geçtikten sonra bırakıp gitmediğini görünce şaşırması aslında ne kadar da doğadan koptuğumuzun işareti.Tabi filmdeki doğaya dönüş de şimdikilerdeki gibi yapay doğaya dönüşlerden değil.Ormanın ortasına kocaman çiftlikler dikip yabani hayvanların girmemesi için çitler çeken insanların doğaya dönüşlerinden bahsetmiyorum zira onlar kendi hayvanlıklarının(!) farkına varmadıklarından başka hayvanlardan korkar durumdalar.Bilmiyorlar ki doğadaki en zararlı hayvan yine insandır..

bastards-kes-590x350
Kahramanımız Billy Casper tüm bu zorluklar karşısında tamamen kendi savunma mekanizmasını soyutlamak üzerine kuruyor.Bütün insanlardan kaçıyor ve ikili ilişkilerini minimum düzeye indiriyor.Kuş eğitimi aslında onun bir uğraşı değil hayatının ta kendisi oluyor. Filmin bir yerinde iş bulma kurumundan bir yetkilinin “hobin var mı?” sorusuna hayır diye cevap verişinin sebebi de budur.Kerkenezi onun hobisi değil hayatın bütün çürümüş değerlerinden kaçıp sevgiyi ve emeği keşfettiği bir yaşam alanıdır onun için..

00323

Bu arada yönetmen Ken Loach’a da değinme gerek.İşçi sınıfının sinemasal şairi 1969 yılında sinematografisinin başında daha ikinci filminde kalitesini gösteriyor ve yıllarca ilmik ilmik öreceği gerçekci sinema kültürünün başlangıcına tanık oluyoruz bu filmiyle.Bu aralar İngiltere’deki isyan dalgasına değinen Yas tutmayın,Örgütlenin başlıklı The Guardian gazetesine verdiği demeçlerde de yıllar önce bu filmiyle bize gösterdiği kişisel ya da bu günlerdeki gibi toplumsal isyanın nedeni olarak gençlere güven verebilecek bir ekonomik altyapının kurul(a)mamış olmasının altını çiziyor ama yine de gençlere umutlarını kaybetmemelerini ve bunun için savaşmalarını salık veriyor.
(söz konusu yazı için bknz )

*
Share/Save/Bookmark

28 Ağustos 2011 Pazar

Gözünü Seveyim

 

Eyeball_sliced

Bahsi geçen film için Bir Endülüs Köpeği ;

http://tr.wikipedia.org/wiki/Bir_End%C3%BCl%C3%BCs_K%C3%B6pe%C4%9Fi

*
Share/Save/Bookmark

Lets go to the cinema

tumblr_li9eftM9GH1qzcq51o1_500

*
Share/Save/Bookmark

20 Ağustos 2011 Cumartesi

Geç Gelen Altın Portakallar


Ülkemizin en köklü sinema festivallerinden Antalya altın portakal film festivali bu yıl bir ilki gerçekleştirerek 1979 ve 1980 yıllarında verilemeyen ödülleri bu yıl vermeyi planlıyor.Geç gelenler altın portakallar başlığı altında verilecek ödüllerde o zamanın şartları yüzünden onurlandıralamayan filmlere bu yıl iade-i itibar yapılacak.1979 yılında sansür kurulunun Yavuz Pağda'nın yönettiği "Yolcular",Yavuz Özkan'ın yönettiği "Demiryol" ve Ömer Kavur'un yönettiği "Yusuf ile Kenan" filmlerini yasaklayıp bazı bölümlerini kesmek istemesi üzerine tüm yapımcı ve yönetmenler tepki için bütün filmleri yarışmadan çekmişti.Bunun üstüne festival yönetimi onurlu bir duruş sergileyerek sansür konusunda dikkat çekme adına ödül törenini iptal etmişti.Ertesi yıl da açılış gününden bir gün önce gerçekleşen 12 Eylül Darbesi bırak sinema dünyasını ülkedeki bütün herşeyi ve her kurumu derinden etkilemiş ve Türk siyaseti ve bunun uzantılarından biri olarak Türk Sineması yıllar boyunca sürecek bir duraklama dönemine girmişti.

Yarışmanın juri üyeliklerini o zamanın da juri üyelerinden Emre Kongar, Hale Soygazi, Doğan Hızlan, Atilla Dorsay ile dönemin Antalya Belediye Başkanı Selahattin Tonguç üstlenecek.

1979 yılında O yıl, Feyzi Tuna'nın "Seninle Son Defa", Ümit Efekan'ın "Töre", Orhan Aksoy'un "Altın Şehir" ve "İsyan", Erden Kıral'ın "Kanal", Cüneyt Arkın'ın "Vatandaş Rıza", Metin Erksan'ın "Sensiz Yaşayamam", Korhan Yurtsever'in "Kara Kafa", İhsan Yüce'nin "Bebek", Yavuz Pağda'nın "Demiryol", Yavuz Özkan'ın "Demiryol" ve Ömer Kavur'un "Yusuf ile Kenan" adlı filmleri yarışacaktı. 




 1980 yılında ise ülke adım adım terörün içine batarken ve askerin postal sesleri yavaş yavaş duyulmaya başlanladığı bir ortamda 17. kez açılan festival açılış gününden bir gün önce gerçekleşen darbe ile sıkıyönetimin sokağa çıkma yasağı yüzünden iptal edilmişti.O yıl yarışma bölümünde Atıf Yılmaz'ın "Adak", Zeki Ökten'in "Sürü" ve "Düşman", Zeki Alasya'nın "Doktor", İhsan Yüce'nin "Bebek", Yavuz Pağda'nın "Yolcular", Yavuz Özkan'ın "Demiryol", Ömer Kavur'un "Yusuf ile Kenan", Erden Kıral'ın "Bereketli Topraklar Üzerinde", Tuncel Kurtiz'in "Gül Hasan" ve Süreyya Duru'nun "Derya Gülü" adlı filmleri yarışacaktı. *
Share/Save/Bookmark

18 Ağustos 2011 Perşembe

Batman'in Köpek balığıyla imtihanı


*
Share/Save/Bookmark

12 Ağustos 2011 Cuma

Bir Kubisttir Batman

batman_picasso   joker_picasso

1287030337722905

*
Share/Save/Bookmark

Out of office

Yıllık izin iyidir hacı bir hafta kafa dinlemek lazım.Siz de dışarı çıkın kaynaşın insanlarla.Hadi bakayım..

16113_500sq

*
Share/Save/Bookmark

11 Ağustos 2011 Perşembe

Batman light art

IMG_4349 *
Share/Save/Bookmark

10 Ağustos 2011 Çarşamba

Omg Batman Dance

batman dance

*
Share/Save/Bookmark

9 Ağustos 2011 Salı

Revolution

 13617_540

*
Share/Save/Bookmark

8 Ağustos 2011 Pazartesi

Batman Rocks

tumblr_lnwp7rPRTg1qco6pao1_500

*
Share/Save/Bookmark

Pazartesi Sendromu

Herkese iyi haftalar

cinematographygifs17_thumb

*
Share/Save/Bookmark

7 Ağustos 2011 Pazar

Batman’den Son Kareler

Nolan’ın üçlemesinin son filmi Batman:Kara Şövalye Yükseliyor’un son set fotoğrafları internete düştü.Her geçen gün artan meraka daha daarttırdığı söylenebilir bu fotoğrafların.Bakalım canımız ciğerimiz Gothan’ın medar-ı iftarı Batman’imizin bu filmde Bane ve Kedi kadınla mücadelesi ne şekilde olacak.Bu arada Sinema dergisinin son sayısında Kutlukhan Kutlu’nun Batman incelemesi çizgi roman ve son seriye yeni başlayanlar için temel niteliğinde.Alınıp tekrar tekrar okunulması tavsiye olunur…

3  6  4 1

2 

5

*acaba Gotham trafik polisi buna ceza kesebilir mi? :)

*
Share/Save/Bookmark

3 Ağustos 2011 Çarşamba

Alkışş


*
Share/Save/Bookmark

Eleştiri; İki ucu keskin bıçak

Eleştirmek; insanın doğada hayvandan farkını koymak adına yaratılışın özü aklını ve mantığını antik yunan medeniyetlerinde keşfedip sistematik olarak doğayı ve yaşamı anlama çabasında kullandığı en büyük silahı.Afrika'da bir çita karnını doyurmak üzere en hızlı koşan hayvan özelliğini kazanmak için milyonlarca yıl süren bir evrim sürecinden geçti ve her geçen zaman en iyisi olmak üzere çabası mevcut aksi takdirde ceylandan daha yavaş kaldığı sürece doğadaki besin zincirinde birden kendini dışarıda bulabilir.İnsan ki kendini diğer canlılardan ayıran en temek özelliğini aklını mantık çerçevesinde ve felsefe adı altında sistematik bir şekilde koyarak bu besin zincirinde en tepede bulur kendini.

Tabi bu süreç diğer büyün kazanılan haklar gibi kolay olmadı.Düşüncelerini kanıtlamak üzere zehri içen Sokrates'ten bu yana bütün filozoflar her zaman hakim gücün karşısında durmuşlar ama çokca da yara almışlardır.Neyse felsefe tarihine dalıp daha nice eleştiren-eleştirilen kavgası örneklerini vermeyeceğim ama çıkış noktam ise son günlerde haberlerde yer alan bir olay.Sinema yazarı Kerem Akça son yazılarından birinde Dennis Gansel'in "Geceler Bizim" filmi hakkında "Bu filme gitmeyin." uyarısında bulundu ve yukarıda bahsettiğim ezelden beri varolan bu kavgayı hatırlattı.Sinema yazarlığında en temek soruyu akla getirdi ;eleştirmen bir film hakkında "bu filme gitmeyin" diyebilir miydi?

Tabi kavganın diğer tarafı dağıtıcı firma da hemen boş durmayarak yazarı mahkemeye vermiş.Burada artık iş yargıya intikal etmiş bize susmak düşer demek olmaz çünkü konu sanat odaklı olduğu için içinde bulundurduğu özellikler onu deşmemizi engellemez.Öncelikle şunu ayırmak lazım olay sanat odaklı gözükse de sanat ve sanat ürünüyle alakalı değil.Zira Kerem Akça da yazısında almanca filmi ingilizce dublajlı vizyona sokan ve basın gösterimi yapmayan  dağıtıcı firmanın sektörel pazarlama yanlışlarına dikkat çekmek üzere bu filme gitmeyin diyor.Aslında öteki türlü de olsa yani sinemasal anlamda da kötü bulup bu filme gitme de diyebilirdi.Çünkü ne kadar bu filme gidin deme hakkı verilmişse kendine gitme deme de hakkı aynı oranda kendine verilmeli.Diğer türlü git dersen kralsın gitme dersen rezilsin mantığı sektörel bencillikten başka birşey değildir.

Eleştiri anlamında bakarsak sinemasal anlamda söylenmiş bir "bu filme gitmeyin"uyarısı eleştirin temel kuralını bozara iki lafı bir araya getiremeyişinin bir sonucu gibi durur karşımızda.Sen günahıyla sevabıyla filmi yaz buna biz karar verelim.Zira sinema yazarı sinemayı ben bilirim siz birşey bilmezsinin imajını okuyucuya hissettirdiği anda deyim yerindeyse ilmiği boynuna geçirmiş olur. Derdini iki kelimeyi bir araya getiremeyip anlatamıyorsa işin kolayına kaçıp bu filme gitmeyin diyorsa o zaman karşı taraf da der ki "bu yazarı okumayın." O zaman ne olmuş olur körler sağırlar birbirini ağırlar misali reklamın iyisi kötüsü olmaz durumu ortaya çıkar ve satmayacak film birden satar olur.

Dağıtıcı firmanın savunmasındaki biz o kadar masraf yapıyoruz bir kişi oturduğu yerden bizim ekmeğimizle oynamasın mantığı da çok yanlış.Evet bu iş bir ticaretse o kadar da masraf yapıyorsan bu işin riskine katlanıyorsun demektir.Risk ki sana kazandıracakları ve kaybettirecekleri üzerinden yapılan bir matematiksel işlem.Kazanırken iyi de kaybederken kötü mü? Yine işin içine doymak bilmeyen kapitalist hayvan giriyor ve sanatçıya dişlerimi gösteriyor.O zaman ben de diyorum ki açgözlülüğünüz geçmediği sürece "ONLARIN FİLMLERİNE GİTMEYİNİZ.""



*
Share/Save/Bookmark

2 Ağustos 2011 Salı

Batman Formulü

Matematikten pek anlamam ama adamlar üşenmemiş formülünü çıkarmışlar.Ama yine de bir bilene sormak lazım


*
Share/Save/Bookmark

1 Ağustos 2011 Pazartesi

Batman Trilogy

batman triolgy *
Share/Save/Bookmark