23 Eylül 2013 Pazartesi

And the emmy goes to

  • En İyi Drama Dizisi: "Breaking Bad"
  • En İyi Komedi Dizisi: "Modern Family"
  • En İyi Mini Dizi: "Behind the Candelabra"
  • Komedi Dalında En İyi Senaryo Yazarı: Tina Fey, "30 Rock"
  • Drama Dalında En İyi Senaryo Yazarı: Henry Bromell, "Homeland
  • Komedi Dalında En İyi Erkek Oyuncu: Jim Parsons, "The Big Bang Theory"
  • Komedi Dalında En İyi Kadın Oyuncu: Julia Louis-Dreyfus, "Veep"
  • Komedi Dalında En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Merritt Wever, "Nurse Jackie"
  • Komedi Dalında En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Tony Hale, "Veep"
  • Drama Dalında En İyi Kadın Oyuncu: Claire Danes, "Homeland"
  • Drama Dalında En İyi Erkek Oyuncu: Jeff Daniels, "The Newsroom"
  • Drama Dalında En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Bobby Cannavale,"Broadwalk Empire"
  • Drama Dalında En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Anna Gunn,



    "Breaking Bad"
  • Mini Dizi Dalında En İyi Kadın Oyuncu: Laura Linney, "The Big C:Hereafter"
  • Mini Dizi Dalında En İyi Erkek Oyuncu: Michael Douglas, "Behind the Candelabra"
  • Komedi Dalında En İyi Yönetmen: Gail Mancuso, "Modern Family"
  • Drama Dalında En İyi Yönetmen: David Fincher, "House of Cards"
  • Mini Seri Dalında En İyi Yönetmen: Steven Soderbergh, "Behind the Candelabra"
*
Share/Save/Bookmark

22 Eylül 2013 Pazar

20’nci Altın Koza Film Festivali ödülleri

  • En İyi Film: Gözümün Nuru & Yozgat Blues
  • En İyi Yönetmen: Reha Erdem (Jin)
  • En İyi Senaryo: Gözümün Nuru & Yozgat Blues
  • En İyi Erkek Oyuncu: Ercan Kesal (Yozgat Blues)
  • En İyi Kadın Oyuncu: Ahu Türkpençe & Lale Başar (Köksüz)
  • En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Tansu Biçer (Yozgat Blues)
  • En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Melis Ebeles (Köksüz)
  • Umut Veren Erkek Oyuncu: Savaş Alp Başar (Köksüz)
  • Umut Veren Kadın Oyuncu: Deniz Hasgüler (Jin)
  • Seyirci Ödülü: Çanakkale Yolun Sonu
  • Yılmaz Güney Özel Ödülü: Köksüz filmiyle Deniz Akçay
  • SİYAD En İyi Film: Gözümün Nuru
  • FİLM-YÖN En İyi Yönetmen: Mahmut Fazıl Coşkun & Atıl İnanç
  • En İyi Görüntü Yönetimi: Soğuk
  • En İyi Kurgu: Gözümün Nuru
  • En İyi Özgün Müzik: Eve Dönüş Sarıkamış 1915 (Mihaly Vig)
  • En İyi Sanat Yönetimi: Eve Dönüş Sarıkamış 1915

Ulusal Kısa Film Yarışması

  • En iyi kurmaca: Eksik (Yönetmenler: Eren Çukurluöz & Umut Subaşı – 9 Eylül Üniversitesi)
  • En iyi belgesel: Meğer (Yönetmen: Uğur Egemen İres – Anadolu Üniversitesi)
  • En iyi canlandırma: Leke (Yönetmen: Güven Şahinkanat – Anadolu Üniversitesi)
  • En iyi deneysel: Ayakkabı (Yönetmen: Musab Tekin – Marmara Üniversitesi)
  • Belgesel jüri özel ödülü: Gecekondu Mahallesi (Yönetmen: Emrah Kılıç – Marmara Üniversitesi)

Uluslararası Akdeniz Ülkeleri Kısa Film Yarışması

  • En iyi kurmaca: Küçük Sevgili (Yönetmen: Igor Mirkovic – Hırvatistan)
  • En iyi belgesel: Günaydın Direniş (Yönetmen: Adrian Orr – İspanya)
  • En iyi canlandırma: Tornistan (Yönetmen: Ayce Kartal – Türkiye)
  • En iyi deneysel: Shunpo (Yönetmen: Steven Briand – Fransa)
  • Kurmaca jüri özel ödülü: Boşluk (Yönetmen: Onur Güler – Türkiye)
*
Share/Save/Bookmark

21 Eylül 2013 Cumartesi

Film Ekimi 2013 kapabildiklerim



 









*
Share/Save/Bookmark

18 Eylül 2013 Çarşamba

Friends vs. HIMYM


*
Share/Save/Bookmark

13 Eylül 2013 Cuma

İstanbul ekimde Film ekimiyle güzel


Bu yıl 12. kez düzenlenen Filmekimi, Vodafone FreeZone sponsorluğunda, yine usta yönetmenlerin ödüller kazanmış son yapıtlarının da aralarında bulunduğu 40'a yakın filmi izleyicilerle buluşturuyor. İstanbul'da 28 Eylül-6 Ekim tarihleri arasında düzenlenecek Filmekimi, geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da sinema keyfini Ekim ayı boyunca Türkiye'nin farklı kentlerine taşıyor. İstanbul dışında yapılacak Filmekimi gösterimlerinin tarihleri ve mekânları ise şöyle:
28-30 Eylül Bursa / Cinetech Korupark Sineması
4-6 Ekim İzmir / Karaca Sineması
11-13 Ekim Ankara / Büyülü Fener Kızılay Sineması
11-13 Ekim Trabzon / Atapark Avşar Sinemaları
25-27 Ekim Diyarbakır / Ninova Prestige Sinemaları
25-27 Ekim Gaziantep / Sinepark Nakıp Ali Sinemaları
Filmekimi broşürlerinizi Atlas, Beyoğlu ve Nişantaşı Citylife City's sinemaları, Biletix satış noktaları, Lale Kart Buluşma Noktaları ve İKSV'den temin edebilirsiniz.
Filmekimi biletleri, İstanbul için, 21 Eylül Cumartesi saat 10.30'dan itibaren Biletix satış kanallarının yanı sıra Atlas ve Beyoğlu sinemaları gişelerinden satışa sunulacak.



*
Share/Save/Bookmark

8 Eylül 2013 Pazar

Malavita: Belalı Tanık 27 Eylül'de Sinemalarda


TMC FİLM SUNAR

Malavita: Belalı Tanık
(Malavita)

Gösterim Tarihi: 27 Eylül 2013
Dağıtım: UIP Filmcilik
İthalat: TMC Film
Yönetmen: Luc Besson
Yapımcı: Luc Besson
Yürütücü Yapımcı: Martin Scorsese
Oyuncular: Robert De Niro, Michelle Pfeiffer, Tommy Lee Jones, Dianna Agron

Manzoni ailesinin kökenleri, aslında kötü şöhretli bir mafya geleneğine dayanmaktadır. Fransa'nın Normandy bölgesine, tanık koruma programı çerçevesinde yerleştirilen Manzoniler, Black soyadını alırlar ama yeni çevrelerine alışmakta "biraz" zorluk çekerler. Anne Maggie kasabanın merkezini talan ederken, kardeş Blake'ler okulda gizlice terör estirirler; Fred Blake adını alan Giovanni Manzoni ise her şeyi kontrol altında tutmaya çalışırken elinden 'kazalar' çıkar!

Canınızı seviyorsanız bu aileye bulaşmayın!

Bir mafya patronu ve ailesi, bir çeteyi ispiyonladıktan sonra tanık koruma programı ile Fransa’nın küçük bir kasabasına yerleştirilir. Ajan Stansfield’in (Tommy Lee Jones) aileyi düzende tutma adına verdiği tüm çabalara rağmen Fred Manzoni (Robert De Niro), karısı Maggie (Michelle Pfeiffer) ve çocukları Belle ve Warren eski alışkanlıklarından kurtulamaz ve problemlerini “aile” yöntemleri ile çözerken kimliklerini ele verirler. Bu da eski mafya ahbaplarının peşlerine düşmesine neden olur.

Tüm zamanların en çok bilinen ikililerinden Martin Scorsese ile Robert De Niro’yu tekrar bir araya getiren film, 1995 tarihli Casino’dan bu yana bir araya gelmeyen ikilinin uzun zaman sonra ilk buluşması olacak. 

Danışmanlığını Martin Scorsese’nin, yönetmenliğini Luc Besson'un gerçekleştirdiği kara-komedi türündeki film Robert De Niro, Michelle Pfeiffer, Tommy Lee Jones gibi yıldız isimleri de bir araya getiriyor.

Film, Tonino Benacquista’nın Bedfellas adlı kitabından uyarlama.




*
Share/Save/Bookmark

7 Eylül 2013 Cumartesi

Sevda Aktolga'ya sorduk



7’den 70’e toplumun her kesiminden insanın ortak noktasıdır yeşilçam sineması. İster ilk yıllarında izlenilmiş olsun ister defalarca art arta hiç bir zaman değeri azalmayan aksine arttıkça artar toplumsal anı depolarımızdır .Ve bütün bunların ortasında güzelliğiyle o yıllarda perdeye yansıyan ve özellikle izlemekten öte aşık olduğu yeşilçam ikonusunuz. Nasıl bir duygudur bu, yeşilçam’ın emekçisi olarak o yıllara ait olmak?

 Bir sır vereyim size..:) Ben öyle olduğunu Facebook’ta bir sayfa açana kadar bilmiyordum aslında.. Yani oyunculuğu çok seviyordum ve yaptığım işten çok keyif alıyordum ama basınla da yakın ilişkisi olmayan biri olarak hiç beklemediğim bir durumdu bu.. Sizin anlayacağınız kırkından sonra farkettim..:)

Aslına bakarsanız dönem olarak her konuda özlemle andığım bir dönem.. İşin politik yönüne girmeden bu kadarla yetineceğim.. Yeşilçam konusuna gelince gerçekten emekle var olan sektör olma çabası içinde bir iş koluydu aslında.. Abartı gibi gelebilir ama o dönemin yapımcıları bile emekleri ile de işin içindeydi.. Bir iki yapımcı dışında çoğunlukla yönetmen, senarist, kameraman olarak işe emeği ile de katılan insanlardı.. Bu yüzden bütündük biz. Bu yüzden hala çok büyük bir sevgiyle düşünüyorum o günleri..

Gülen gözler, Hababam sınıfı gibi hala sıcaklığıyla insanın içini ısıtan yapımlarda yer almak, Türk sinemasının efsaneleri ile aynı seti paylaşmak nasıl bir duygu? O günleri özlüyor musunuz?
Muhteşemdi.. Hayatımın en mutlu günleriydi.. Doğal, içten, sevgi dolu insanlardı, yapımcısından çaycısına kadar.. Aile gibiydik, kendimi hiç yabancı hissetmedim.. Tabi ki çok özlüyorum..:)


O yılların filmlerinin hala bu kadar sevilmesinin sırrı nedir sizce?
İşin aslı benim çalıştığım ekipte, yani Ertem Eğilmez’in setinde bir proje üzerine ekip olarak oldukça uzun bir süre tartışılarak çalışılırdı. Senaryo yazılır tekrar çalışılır, çekim aşamasında tam kadro sette olurdu.. Herkes birbirine dost ve öğretmendi.. Bu koşullarda sıradan bir iş çıkması da mümkün değil zaten..:)

Hayat hikayenize baktığımızda eğitiminiz sinemadan tamamen bir farklı. Diş hekimliği okurken sinema dünyasına atılmak nasıl bir karardı sizin için?
Ben önce oyuncuydum.. TRT İstanbul Radyosu Çocuk Saati oyuncusuydum.. O sırada Ali Baba Çocuk Tiyatrosunda da oynuyordum.. Orta okuldaydım henüz.. Lisede Ali Poyrazoğlu Deneme sahnesinde devam ettim, profesyonel kadroya geçtim sonra.. Sonra da sinama.. Neden diş hekimi oldun diye sorarsanız, annem tutturdu, doktor olmazsan tiyatroyu unut diye.. Ben de mecburen diş hekimi oldum..:) Allahtan yetindi onunla..:)
Yine o yıllarda yaptıklarınıza baktığımızda çoğu kişinin bilmediği üzere kamera arkasında da çalışmalarınız mevcut. Sizi sadece ekran yüzü olarak tanıyıp bilenleri şaşırtacak derecede film yapımının hemen hemen her alanında çalıştınız. Çalışmalarınızdan biraz bahseder misiniz?
Ben aslında biraz mecburen kamera arkasına geçtim.. Ama iyi ki geçmişim.. Oyunculuk yaparken herhalde çok çocuk olduğum için ne kadar muhteşem bir iş yaptığımın çok farkında değildim.. Ama kamera arkası bana nasıl devasa bir işin içinde olduğumu fark ettirdi ve ben aşık oldum.. Sanırım ilk ve tek gerçek aşkım oldu sinema..Bu işi yapan herkes de eminim aşkla yapıyor.. Yönetmen yardımcılığı, prodüksiyon, senaristlik, koordinasyon, yönetmenlik, hepsinde çalıştım.. Hepsinde de daha fazla bağlandım sinemaya..

80 darbesi sonrası beli bükülen sinemamız gibi sizi de pek göremez olduk? O gösterişli günlerden sonra darbe ile politikleşen sinemamızda bana göre sinema tarihimizin en iyi filmi olan “Yol” da yer almanızı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yapım gereği olsa gerek.. O dönem bir de Ertem Ağabey tarafından yasaklanmıştım.. Sektörün dışında kalmıştım.. Sebebi de evlenmiş olmam.. O dönem Ertem Eğilmez sektörü kontrol eden güç sahibi biriydi.. Kimse onu aşıp benimle çalışamadı, Yılmaz Güney dışında..:) Yine iyi ki de öyle olmuş, bir başka sinema devi ile yüz yüze olmasak da çalışma şansım oldu böylece..:)

Keskin mesajları olan bir sinemayı mı yoksa duygusal-komik aile filmlerini mi tercih edersiniz? İnsana hangi çocuğunu seviyorsun diye sorulmaz ama hangi filmlerinizi daha çok seviyorsunuz? :)
Sinemada komediyi de, duygusal komediyi de, keskin mesajları olan filmleri de, bilim kurgu filmlerini de, çizgi filmleri de hepsini seviyorum, iş ki beni senaryosu, oyunculuğu, rejisi, kamerası ve kurgusuyla doyursun.. Kendi oynadığım filmlerin de hemen hemen hepsini seviyorum.. Hatta hepsini..:)
Türk sineması şu anki seyrini nasıl buluyorsunuz? Yeşilçam sinemasının o gösterişli günlerine tekrar dönebilir miyiz, ve asıl merak ettiğim sizi tekrar perdeye görebilecek miyiz?
Aslında teknolojik olarak fersah fersah ötesine geçtiler Yeşilçam’ın.. Biraz çabayla çok mümkün.. Ben aslında bir sinema filminde çok küçük bir rol oynadım bu sene, sanırım seneye vizyona girecek..:) Başka olur mu bilmem..:)

Film sektörünün yanı sıra aynı oranda büyüyen bir de dizi sektörünü var. Sizce birbirinden zıt iki sektör müdür bunlar, yoksa birbirini geliştiren iki kardeş sektör mü?
Aslında hem oyuncular için hem de teknik kadrolar için önemli bir geçim kaynağı dizi sektörü.. Hatta deneyim alanı da kabul edilebilir.. Bir sinema filmi yapmanın risklerini taşımıyor, hatalar görünmeyebiliyor, izleyici tam konsantrasyonla izlemiyor dizileri.. Bu da hem oyuncu kadrosu hem de teknik kadro için kendini geliştirmek ve hatalarını görmek adına büyük bir şans.. O hataları sinema filminde yapamazsınız.. Bu yüzden dizi sektörünü göz ardı etmemek gerek..

Biraz da günümüz oyunculuklarına bakacak olursak, genç kuşak aktristleri nasıl buluyorsunuz? Gelecek vaat eden genç oyuncular var mı?
Çok beğendiğim oyuncular var.. Kendilerini geliştirmelerini de hayranlıkla izliyorum..

Son olarak sinema oyuncusu olmak isteyen gençlere öğütleriniz nelerdir?
Eğitim alsınlar, dünya ile ilgilensinler. İnsanı tanısınlar ve sevsinler, çünkü temelinde insan olan bir iş bu..:)

*
Share/Save/Bookmark

3.Suç ve ceza filmleri festivali


3. Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali Bilet Satışları Başladı!

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi tarafından, 13-19 Eylül 2013 tarihleri arasında 3. kez düzenlenecek olan Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali zengin film seçkisi ve kapsamlı akademik programıyla, izleyici karşısına çıkmaya hazır!
İstanbul’un kültür-sanat ve akademik yaşamına yeni bir soluk katan festival kapsamında bu yıl da ana tema kapsamında uluslararası sempozyum, paneller ve söyleşiler düzenlenecek.
46 farklı ülkeden 100’e yakın filmin gösterileceği festivalde programdaki filmlerin büyük çoğunluğu Türkiyeli sinemaseverlerin karşısına ilk kez çıkacak. Festival film programı aşağıda belirtilen bölüm başlıklarından oluşmaktadır.
Uluslararası Altın Terazi Uzun Metraj Film Yarışması
Çocuk(ça) Adalet?
Adalet Terazisi
Suç Hikayeleri
Panorama 

Film gösterimleri ve festival etkinliklerinin gerçekleşeceği mekânlar aşağıdaki şekilde sıralanmaktadır.
Nişantaşı City Life Sinemaları Salon No: 3
Beyoğlu Atlas Sineması
Beyoğlu Sineması
İstanbul Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi



İstanbul Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezin'de gerçekleşecek Belgesel ve Kısa film gösterimleri ücretsiz izlenebilir. CityLife, Atlas ve Beyoğlu Sinemaları için 6 TL’den satışa sunulacak festival biletleri, www.mybilet.com ve festival mekânlarındaki gişelerden temin edilebilir. Festivalin akademik programına ve diğer bilgilere festivalin web sitesinden ve facebook sayfasından ulaşılabilir.
*
Share/Save/Bookmark

2 Eylül 2013 Pazartesi

Arabalı Film Afişleri











*
Share/Save/Bookmark