Başrollerini Ata Demirer ve Demet Akbağ’ın paylaştığı BKM Prodüksiyonun yeni filmi Eyyvah Eyvah’ın blogger özel gösterimindeydim.Öncelikle izlenilen pr stratejisi çok başarılı.Hollywood sinema endüstrisi dünyanın lokomotifi olurken iyi yapımların yanısıra bunu çok iyi pazarlamasıyla bu noktaya geldi ve artık milyon dolarlar değil milyar dolarlarla ölçülüyor hasılatları.Ülkemizde de uzun yıllardır yapılması gereken bu tarz stratejiler ne kadar geç kalınsada yavaş yavaş uygulanmaya başlanılıyor.Son dönem vizyon yarışında yerli filmlerin yabancı yapımları geride bırakmasıyla yerli yapımcılar bu pastadan pay kapmak için pr ajanslarına hücüm ediyor.Mesela Fatih Akın son filmi Soul Kitchen’ın Türkiye’de tanıtımını yaparken en son bir yemek programında üstlerinde Soul Kitchen mutfak önlükleri ile gördüm ki heralde bu tanıtımda son noktadır.Pazarlama ve sanat her ne kadar iki zıt kutupmuş gibi gözükse de sinema endüstrisi yaratmak istiyorsak bunun kombinasyonunu iyi yapmalıyız…
Filme gelicek olursak senaryosunu Ata Demirer’in yazdığı yönetmenliğini Hakan Algül’ün üstlendiği projede BKM’den tanıdığımız birçok oyuncu yer alıyor.İçlerinden Demet Akbağ ki, her geçen gün varolan başarıları ile yetinemeyip sürekli üstüne koyarak ilerleyen ender oyunculardan biri ve bu rol için kesinlikle biçilmiş kaftan.Ata Demirer’in Hüseyin Badem adlı klarnetçiyi canlandırdığı filmde Demet Akbağ da Firuzan adlı pavyon şarkıcısını canlandırıyor.Konusu; Hüseyin Çanakkale’nin Geyikli ilçesinde düğünlerde klarnet çalarak kendi hayatını yaşayan komik ama bir o kadar da duygusal biridir.Ninesi ve dedesi ile birlikte yaşayan Hüseyin bir gün sandıkta öldü denilen babasına dair fotoğraf ve mektupları bulur.Aslında ölmediğini, annesinin babasından kaçtığını öğrenir ve babasını bulmak için İstanbul’a gelir.Tabi belayı her daim çeken bir kişiliği olduğundan İstanbul’da da boş durmaz ve türlü maceralara atılır.
Öncelikle vizyondaki bazı benzerlerinin aksine yapmış olmak için yapılmıştan uzak son derece samimi ve eğlenceli bir film.Ata Demirer’in stand-up gösterilerinde çok sık kullandığı trakya şiveli insanların hikayesi bu.Tabi başrolde karakterlerden çok trakya şivesi var.Ülkemizde bunu kullanmak en kolay yol ve başarı için bir o kadar da riskli.Ege veya Trakya şivesinin yıllardır komedi unsuru olarak sunulması bir noktadan sonra onu karikatürleşmesine neden oldu.Hal böyle olunca güldürmek için en kolay yol buymuş gibi gözüktü.Amabu filmde Ata Demirer bunun ayarını çok iyi yapıyor.Başarılı oyunculuklar sayesinde konuştukları şive kimsenin ağzında emanetmiş gibi durmuyor.Filmin de en büyük artısı bu.BKM gibi çok iyi oyuncuların yer aldığı bir ekipten de bu beklenirdi.Tabi filmin artıları bununla sınırlı.Zira çok iddialı bir hikayesi olmadığından tamamen samimi bir komediye bürünmüş durumda.Bu noktadan sonra filmden zevk almak kişiye kalmış bir durum.Yani gülmüşseniz iyi,gülmemişseniz kötü,ortası yok…
*