Yakın zamanda büyük bir atağa geçen Türk sineması dünya festivallerinde de boy göstermeye devam ediyor. Nuri Bilge Ceylan’ın Cannes film festivalinin gediklisi olmasıyla ve en son aldığı juri büyük ödülü ile doruk noktasına ulaşan filmlerimizin başarı okyanusun öteki tarafında da duyulur olmaya başladı.Bugün sona eren Seattle Uluslararası Film Festivalinde son dönem sinemamızın ödüllü filmleri boy gösterdi.Semih Kaplanoğlu’nun Altın Ayı ödüllü filmi BAL,yine Reha Erdem’in bol ödüllü filmleri Kosmos ve Beş vakit, Altın portakallı Çoğunluk bu yıl Seattle seçkisinde kendine yer buldu.Okyanusu aşan bu ilgi karşısında ne kadar övünsek azdır.Gerçi bu övünme işini genel anlamda kanımızda olan bir şekilde fazlasıyla abartarak yapsakta sinema anlamında verdiğimiz örneklere bakınca dünya sinemasında saygın bir konumda olduğumuzu gözardı etmememiz gerekir.Bir ulus sinema perdesinde en net bir şekilde görülebilir.Ülke olarak ortaya çıkardığımız çok iyi ve çok kötü yapımlar arasındaki uçuruma bakarak aslında çokca sosyolojik çıkarımlar elde edebiliriz.Aynı İran sinemasın da olduğu gibi ülkenin dışarıdaki algısını(ki çoğu zaman yanlış anlaşılandır) değiştirmek adına çok önemlidir bu tarz festivaller. Kalıplarımızı yıkmak ve üstümüze yapışan dünyayla entegre olamıyan toplum yaftasını yıkmak için en büyük silahımız sanatımız ve özellikle sinemamızdır.Çünkü bir ulus en iyi perdesinden yansır.
*12 Temmuz 2011 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder