28 Haziran 2010 Pazartesi

Bir dahaki sefere artık

Böyle bir ekip bir daha Türkiye'ye gelir mi ya da ben onlara gider miyim bilinmez ama günün birinde yollarımız kesişecek onu biliyorum.Tek avuntu geriye kalan fotoğraflar.Ayrıca pideciye giden Rammstein'a bir kez daha ısındım



*
Share/Save/Bookmark

Şampiyonların yeri İstanbul



2004-2005 yılı Şampiyonlar Ligi kupasını mucizevi bir maçla kazanan Liverpool efsanesi yeni bir filme konu oluyor.Efsane hikayenin arka planında tabi ki de İstanbul yer alıyor."Will" adlı film bir çocuğun başından geçen maceraları konu alıyormuş.Hem Liverpool efsanesinin beyazperdeye yansımasını hem de güzel İstanbul'un arka fonda tüm heybetiyle bir başarı hikayesine konu olacak olması şimdiden heyecan uyandırıyor bünyede.Bakalım nasıl bir İstanbul destanı izleyeceğiz...



*
Share/Save/Bookmark

24 Haziran 2010 Perşembe

Av Mevsimine az kaldı

Efsaneleri buluşturan film AV MEVSİMİ son fotoğraflarıyla heyacanımızı daha da arttırıyor.Cem Yılmaz’ın her fırsatta birlikte oynamak istediğini belirttiği efsane oyuncu Şener Şen’i uzun yıllar sonra tekrar setlere çeken Yavuz Turgul Eşkiya’da yaşadıkları başarının bir benzerini tekrar yaşayabilecekler mi merak ediyorum.Ama şundan eminim ki son yılların bu en iyi oyuncu kadrosu aralığı iple çekmemize neden oluyor.

*
Share/Save/Bookmark

22 Haziran 2010 Salı

Oyuncak Hikayesi devam ediyor

Türkiye’de 2 Temmuz tarihinde 3 boyutlu olarak da gösterime girecek olan serinin üçüncü filmi Toy Story 3'de(Oyuncak Hikayesi); Woody (Tom Hanks’in sesi), Buzz (Tim Allen’ın sesi) ve tüm çete ekrana geri dönüyor ve Andy kolejden ayrılmaya hazırlanırken, onun sadık oyuncakları da kendilerini kreşte buluyor! Bu yabani oyuncaklar yapışkan küçük parmakları ile hiç de uslu durmuyorlar ve Büyük Kaçış planları yaklaşırken hepsi biri, biri hepsi için.Türkçe dublajında ise sürprizler var.Bu aralar son derece moda olan Ask-ı memnu dizisinin oyuncuları Beren Saat ve Kıvanç Tatlıtuğ efsane bebek Barbie ve Ken'i seslendiriyorlar.Genç kuşağın libidolarını tavan yaptıran güzelliğin ve karizmanın vücut bulmuş hali olan genç oyuncular bakalım sesleriyle de bu başarılarını devam ettirebilecekler mi?.. .


*
Share/Save/Bookmark

21 Haziran 2010 Pazartesi

Alternatif Soysuzlar Çetesi Afişleri




*
Share/Save/Bookmark

Geri Sayım Başlasın


Hasret bitiyor.Canımız ciğerimiz MAD MEN'imiz 25 Temmuzda 4.sezonuyla televizyonumuza arzı endam edecek.Bakalım bu sezon ne gibi süprizlerle karşılaşacağız.



*
Share/Save/Bookmark

Üstad der ki;














Filmler asla "sadece film" ya da bizleri eğlendirmeyi ve dolayısıyla dikkatimizi dağıtarak bizi toplumsal gerçekliğimizle ilgili asıl sorunlardan ve mücadelelerden uzaklaştırmayı amaçlayan hafif kurgular değildir. Filmler yalan söylerken bile toplumsal yapımızın can evindeki yalanı söylerler.

Bu nedenle, elinizdeki kitabı yanlızca filmlerin toplumsal gerçeği nasıl yansıttığı ya da meşrulaştırdığıyla ilgilenenler değil, toplumlarımızın nasıl olup da kendilerini ancak filmler aracılığıyla yeniden ürettiği konusunda fikir sahibi olmak isteyenler de okumalı. Uzun lafın kısası, tam da bu sebepten dolayı 'Filmlerle Sosyoloji'yi hemen hemen herkes okumalı.(Slavoj Zizek)

''Spielberg'ün Schindler'in Listesi / Schindler's List filmiyle bir karşılaştırmaya gitmek bu noktada faydalı olabilir: Filmin sanatsal ve siyasal anlamda başarısızlığı ortada olsa da, kahraman olarak Schindler'in tercih edilmesi doğru bir seçimdi; zira Yahudilere yardım etmek için bir şeyler YAPMIŞ bir Alman'ın resmedilmesi, aslında hem bir şeyler yapmanın mümkün olduğunu kanıtlıyor, hem de bir şey yapmanın imkânsız olduğunu öne sürerek hiçbir şey yapmamış olanları etkili bir şekilde kınamayı mümkün kılıyor. Uçuş 93'ün ise bunun aksine isyana odaklanması, bizi asıl soruları sormaktan alıkoyuyor. Aklımızdan basit bir deney yapalım ve iki filmi de başka türlü hayal edelim: Diyelim ki Uçuş 93, American Airlines'ın 11 sefer sayılı uçuşunu (veya hedefini vuran başka bir uçağı) ve bu yolcuların öyküsünü anlatsın; Dünya Ticaret Merkezi de İkiz Kuleler'in enkazı altında uzun süre ıstırap çekip ölen iki polis ya da itfaiyecinin öyküsü olarak yeniden çekilsin. Bu versiyonları işledikten sonra, bu korkunç suçu bir biçimde meşrulaştırmak ya da "anlayışla" karşılamaktan ziyade, durumun asıl dehşetiyle yüz yüze gelir ve düşünmeye, kendimize böyle bir şeyin nasıl olabildiğine ve ne anlama geldiğine dair ciddi sorular sormaya mecbur kalırdık.'' (Slavoj Zizek, Toplumsalın Kalbindeki Film)

*
Share/Save/Bookmark

Yeşilçam'ın Siyah Beyaz Dünyası






kaynak: cnnturk.com
*
Share/Save/Bookmark

14 Haziran 2010 Pazartesi

İstanbul Belgesele Doyacak

Sarajevo_cat2

Bu sene üçüncüsü düzenlenecek İstanbul Belgesel Günleri yine diğer senelerde olduğu gibi 35 ülkeden 120’den fazla belgeseli belgeselseverlerle buluşturuyor.22 Haziran’da başlayacak belgesel günleri 27 Hazirana kadar devam edecek.Belgesel sinemacılığı adına çok güzel yapıtları belgeselseverlerle buluşturmayı amaç edinen Documentarist,hem sinemanın kurguyla birleşen hayal dünyasını bilimin gerçekleri ile çok iyi harmanlayan belgesel sinemacılığı umarım günün birinde sinemalarda ve ya televizyon kanallarında hakettiği yeri bulur.Televizyon kanallarında ceza için değil ödül için yayınlatıldığı bir Türkiye şüphesiz ki medeniyet yarışında en önlere çıkacaktır.

Belgesel günlerine gelecek olursak festivale dair birkaç bilgi;

DOCUMENTARIST - İstanbul Belgesel Günleri'nin üçüncüsü, 22-27 Haziran 2010'da kapsamlı bir programla ve zengin bir yan etkinlik programıyla birlikte gerçekleşiyor. Belgesel dünyasından önemli konukların ağırlanacağı festivalde, son dönemde dünya festivallerinde ödüller kazanmış bir çok önemli belgesel ilk kez İstanbul'a uğrayacak.Festivalin bu seneki tematik bölümleri, dünyanın doğal kaynaklarının tükenişine dair filmlerin yer aldığı Kapitalizm Çıkmazı, sinemacıların kent yaşamına özellikle de metropollere bakışını yansıtan Kent ve Sinema, dünyanın en sorunlu bölgesinin kangren olmuş sorunlarına odaklanan Ortadoğu'nun Fay Hattı: Filistin-İsrail, sırf kadın olmaktan kaynaklanan sorunların irdelendiği Kadınlık Halleri gibi başlıklardan oluşuyor.

MERCEK ALTINDA: BALKANLAR

Yunanistan, Hırvatistan, Bosna Hersek, Sırbistan, Kosova, Bulgaristan ve Romanya'dan 15 filmin yer aldığı Balkanlar bölümüne, bu ülkelerden sektör temsilcilerinin katılacağı ve deneyimlerini aktaracağı bir panel de eşlik edecek. Panelde bölgedeki belgeselcilerin sorunları masaya yatırılırken, Türkiye'deki meslektaşları ile olası işbirliği imkanları tartışılacak. Konuk konuşmacılar arasında Selanik Belgesel Festivali'nin kurucusu ve direktörü olan, kısa bir süre önce Selanik Film Festivali'nin yönetmenliğine de atanan Dimitri Eipides, Saraybosna Film Festivali danışmanlarından Rada Sesic, Balkan Belgesel Merkezi'nden Martichka Bozhilova, Kosova'daki DokuFest Belgesel Film Festivali yöneticisi Veton Nurkollari ile Romanya'dan yönetmen Diana Deleanu yer alıyor.

100614Doc2010-1.standard100614Doc2010-3.standard

KENTE BİR FİLM GELMİŞ!

DOCUMENTARIST'in bu yılki ana bölümlerinden biri de kentlere ayrıldı. Kent yaşamına ve sorunlarına dair filmlerin yer aldığı Kent ve Sinema başlıklı seçkide, Mumbay, Kahire, Şangay ve Bogota üzerine gerçekleştirilmiş dört belgeselden oluşan Danimarka yapımı 'Citites on Speed' serisi gibi yeni yapımların yanısıra, Jean Vigo, Krzysztof Kieslowski, Alain Resnais, Walter Ruttman, Johan van der Keuken gibi ustaların gölgede kalmış yapıtları da bulunuyor. Walter Ruttman’ın 1927 tarihli başyapıtı “Berlin, Bir Şehir Senfonisi” (Berlin: Die Sinfonie der Großstadt, 1927), Krzysztof Kieslowski’nin erken dönem filmlerinden “Lodz Kentinden” (Z miasta Lodzi, 1968), Jean Vigo'nun ilk filmi “Nice Hakkında” (A propos de Nice, 1930), Alais Resnais ve Robert Hessens'in “Guernica” (1950) ile Johan van der Keuken’in destansı filmi “Amsterdam Küresel Köyü” (Amsterdam Global Village, 1996) adlı yapıtları seçkideki klasikler arasında.

SİNEMA USTALARI, SİYAD SEÇKİSİ, İPŞİROĞLU ve ÖTESİ

DOCUMENTARİST 2010 programında üç büyük yönetmene dair birer çarpıcı belgesel de var: “Andrzej Wajda: Haydi Çekelim!” (A. Wajda: Let's Shoot!) “Katyn” filminin set arkasını anlatırken ünlü ustanın dünyasına bir yolculuk yaptırıyor. İsviçreli usta yönetmenin hayatını anlatan “Daniel Schmid: Düşünen Kedi” (Daniel Schmid – Le chat qui pense) seyircide hayli duygusal bir iz birakırken, David Lynch'in izini süren ve sonradan yönetmenin şimşeklerini üzerine çeken “David Uçmak İstiyor” (David Wants to Fly) ise epeyce sansasyonel bir etki yaratacak.

ALTI MEKANDA GÖSTERİM

Kısacası, 22-27 Haziran haftasında belgeselin kalbi İstanbul'da atacak. Son dakika sürprizleri, panel, atölye ve söyleşi gibi yan etkinlikleri ile zenginleşecek olan DOCUMENTARIST'te filmler Pera Müzesi Oditoryumu, Fransız Kültür Merkezi, Akbank Sanat, Dutch Chapel, Tütün Deposu ve Sismanoglio Megaro (Yunanistan Konsolosluğu'nun İstiklal Caddesi üzerindeki yeni binası) salonu olmak üzere 6 mekanda gösterilecek.

Ana sponsoru bulunmayan ve T. C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İstanbul 2010 Ajansı'ndan bu sene de destek alamayan DOCUMENTARIST, Avrasya Sanat Kolektifi'nin (ASK) organizasyonu olarak büyük ölçüde konsoloslukların ve gönüllülerin desteğiyle gerçekleşiyor.

Biletler My Bilet'ten ve etkinlik haftasında salon girişlerinden temin edilebilir.

Bilet fiyatları: 4 TL….”

….Etkinliğin resmi internet sitesinden alıntıdır…..

Detaylı bilgi için http://www.documentarist.org/2010/fest/home.html

*
Share/Save/Bookmark

8 Haziran 2010 Salı

YIK-TIR-MI-YO-RUZ



Sonunda beklenen oldu ve Emek Sineması, İnci Pastanesi ve Yeni Rüya Sineması'nın içinde bulunduğu adada gerçekleştirilmesi planlanan sözde yenileme özde rant projesi, İstanbul 9. İdare Mahkemesi tarafından “uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararlar doğurabileceği” gerekçesiyle durduruldu. Bundan sonraki aşama bilirkişiler tarafından "mahallinde keşif ve inceleme" yapılmasını gerektiriyor.

Bilirkişilere sesimizi duyurmak, “Hepimiz bilirkişiyiz, Emek'i yıktırmıyoruz” demek ve mahkemenin öngördüğü doğrultuda “mahallinde keşif ve inceleme” yapmak için 11 Haziran Cuma saat 19:00'da Beyoğlu Belediyesi önünde buluşup hep beraber Emek Sineması'na yürüyoruz.

Saat 21.30'dan itibaren Emek Sineması'nda direnişin yaz sezonunu açmak için 1.Geleneksel Emek Şenliği'nde buluşuyoruz. Cümbüş Cemaat, Tatavla, Hariçten Gazelciler konserleri ve Süreyya Hardcore, FitiSound DJ setleriyle Emek Sineması'na sahip çıkacağımızı, sokakları meydanları boş bırakmayacağımızı gösteriyor ve hep beraber yürütmeyi durdurma kararını kutluyoruz!

11 Haziran Cuma
Hepimiz Bilirkişiyiz Yürüyüşü
Toplanma Yeri: Beyoğlu Belediyesi Önü Saat: 19:00
(Şahkulu Mah. Meşrutiyet cad. No:121 Tünel - Beyoğlu)

1. Geleneksel Emek Şenliği
Yer: Emek Sineması
Saat: 21:30'dan itibaren geç saatlere kadar

kaynak : http://emeksinemasi.blogspot.com/

*
Share/Save/Bookmark