Yasak
Bölge
(Brick
Mansions)
Gösterim
Tarihi: 16
Mayıs 2014
Dağıtım: UIP Filmcilik
İthalat: TMC Film
Yönetmen: Camille Delamarre
Yapımcı: Luc Besson
Oyuncular:
Paul Walker, David Belle, RZA
PRODÜKSİYON
HAKKINDA
Distopik Detroit’te, bir zamanlar yuva olan terk edilmiş evler,
şimdi şehrin en azılı suçlarının barınağı olmuş. Bunlar Brick Mansions (Tuğla Evler)
olarak bilinen amansız, mahşeri ev projeleridir. Her yere yayılmış suçu kontrol
altına alamayan yetkililer Tuğla Evlerle duvar örerek, şehrin geri kalanını
kanun tanımaz, gaddar, dejenere suçlulardan koruyacaklarını düşünüyorlardı.
Tuğla Evlerde, sadece en güçlü olan hayatta kalır. Bu kurtlar
sofrasında, RZA’nın canlandırdığı acımasız, kibar ve ölümcül uyuşturucu kralı
Tremaine, yiyecek zincirinin en tepesinde bulunuyor. Kısa bir süre önce
gerçekleştirdiği soygunlardan biri onu Paul Walker’ın canlandırdığı sivil polis
memuru Damien Collier’in ilgi odağı haline getirdi. Aslında Tremaine ve
Damien’in bir geçmişi var ve adalet ile intikam arasındaki çizgi jilet
inceliğinde. Damien için, her gün yolsuzluğa karşı yeni bir savaştır ve ilk
bakışta açıkça görülmese de, Tuğla Evlerin son iyi sakinlerinden biri olan,
David Belle’in canlandırdığı Lino ile alışılmadık bir müttefik bulur. Tuğla
Evlerin asla kestirilemeyen ve tehlikeli beton ormanında sıkışıp kalan Lino her
gün dürüst bir hayat yaşama savaşı vermektedir. Tek kelimeyle acımasız olan
Lino, daha iyi bir toplum için savaşmaktadır.
Damien ve Lino’ nun ilk görüşmelerinden sonra, farklılıkları galip
gelir ve müttefik olma düşüncesi neredeyse imkansız gibi görünür. Ta ki ortak
bir düşmanları olduğunu fark edene kadar... Bu düşman Tremaine’dir.
İkili tamamen farklı dünyalardan gelmektedir, öyle ki yolların
daha önce kesişmiş olması imkansızdır. Ancak Tremaine’in Lino’nun kız
arkadaşını kaçırmasıyla ikisini birlikte çalışmaya zorunlu bırakan adrenalin
yüklü olaylar zinciri başlar. Damien hiç istemese de bu korkusuz, akrobatik
eski hükümlünün yardımını kabul eder ve ikisi birlikte tüm şehri yakıp yıkacak
şeytani bir planı durdurmaya girişir. Bu süreçte, ilk başta farkına
varamadıkları daha fazla ortak noktaları olduğunu keşfederler. İsteksizce birbirlerine
karşı duydukları saygı, Tuğla Evlerin içinde ve dışında olup bitenlerin
göründüğü gibi olmadığını fark etmeye başlamalarıyla dostluğa dönüşür.
Brick Mansions Fransa’da
çok sevilen District B-13
ve District 13: Ultimatum filmlerinden uyarlandı. Heyecan verici Parkur numaraları bu filmleri
çoğu aksiyon filminden ayrı bir yere koyar, özellikle disiplinin eş
kurucularından biri olan David Belle filmlerde rol aldığı için. Parkur, ya da
engelleri aşmak için sadece insan bedenini kullanarak bir ortam içinden mümkün
olduğunca süratli ve etkin şekilde geçme sanatı, bir dizi fiziksel iş olarak
daha çok bir zeka oyunudur. Bu konseptin District B-13 ve District 13: Ultimatum filmlerini yazıp yöneten ve Taken ve The Transporter gibi insanı hop oturtup hop kaldırtan filmlerle inanılmaz başarılara
imza atan Luc Besson için ne kadar heyecan verici ve zorlayıcı bir bileşim
olduğu ortaya çıktı. Hikayenin İngilizce yeniden anlatımının zamanı geldiğinde,
Besson Camille Delamarre’a ulaştı.
Kariyerine editör olarak başlayan ve Brick Mansions ile ilk
yönetmenlik deneyimini yaşayan Delamarre ilk filmlerin hayranıydı ve hitap
ettiği kitlenin tüm dünya olduğunu dile getirmekteydi.
“District B-13 ve District 13:
Ultimatum tüm dünyada büyük başarı
kazandı. Bu filmler hakkında ABD, Kanada veya Fransa’da pek çok kişiyle
konuştum, filmler çok güzel geribildirimler aldı ve çok rağbet gördü. Yani bir
Amerika uyarlamasını yapmamız şaşırtıcı değil,” şeklinde konuştu.
Delamarre filmi geliştirmenin başlangıç safhalarında Besson’la
yakın işbirliği içinde çalıştı ve usta film yapımcısının ona güvenine ve
kılavuzluğundan büyük feyzler aldı.
Delamarre,
“Luc’la çalışmak büyük keyifti. Ona çok büyük saygı duyuyorum ve ondan çok
fazla şey öğrendim. Ön prodüksiyon aşamasında birlikte senaryoyu gözden
geçirdiğimiz iki gün geçirdik. Bana filmi ilk
yazdığı zamanki vizyonunu ve ne beklediğini anlattı. Hikayenin belli
kısımlarını daha da geliştirdik; fikirlerim konusunda da çok teşvik ediciydi.
Onunla bu kadar yakından çalışmak benim için inanılmaz bir fırsattı” diye
anlatıyor.
Esasında, bu ilişki tüm prodüksiyon boyunca sürdü. Filmde yapımcı
olarak Besson’ın adının geçmesi, ilk kamera arkası deneyimini yaşayan
Delamarre’i içini rahatlatmıştı. “Tüm süreçte son derece destekleyiciydi, ki bu
benim için adeta sihirli bir iksirdi. Prodüksiyon tarafında, soracağım her
soruyu yanıtlamak veya her sorunu çözmek için oradaydı” diye ekliyor.
OYUNCULAR HAKKINDA
Birçok
yardımcı roldeki performansıyla tartışmasız mükemmel bir ekran yüzü olmasının
yanı sıra izleyicilerin ve sektörün önde gelenlerinin dikkatlerini çeken PAUL WALKER (Damien Collier) esas
çıkışını 2001 yılının hit filmi Hızlı ve
Öfkeli’de canlandırdığı sivil polis Brian O’Conner rolüyle yaptı. O günden
bu yana, Walker çeşitli gişe filmleri, dram rolleri ve yapımcı kimlikleriyle
başrole giden yolunu sağlamlaştırdı.
2013 yazında Walker Vin Diesel ile kamera karşısına geçtiği Fast Six filmi ile bir kez daha Sivil
Polis Brian O’Conner olarak beyaz perdedeki yerini aldı. Şimdiden Hollywood’un
kârlı film serilerinden biri olarak kabul edilen filmin beşincisi, gerek
ülkesinde 86,2 milyon $ kazanç getirerek 2011’in en büyük sinema açılışına da
imza attı, film dünya çapında da benzer bir başarı elde etti. Film aynı zamanda
Universal için de en yüksek haftasonu açılışına imza attı (ve böylece Jurassic Park’ın rekorunu kırdı). Walker
2013 yılı Kasım sonunda bir araba kazasında trajik bir şekilde hayatını
kaybettiğinde, Hızlı serisinin sonuncusu Hızlı
ve Öfkeli 7’yi çekiyordu. Hızlı ve
Öfkeli 7 2015 yılında vizyona girecek.
Normandiya doğumlu DAVID
BELL (Lino Dupree) atlet, dağcı ve dövüş sanatları heveslisi olarak büyüdü.
Her ikisi de Fransız askeri itfaiyesinde profesyonel kurtarma görevlisi olan
babası ve dedesi onun spora olan tutkusuna ilham verdi. David kara kuşak
kazandığı kung fu eğitimi alarak çevikliğini ve fiziksel kabiliyetlerini
mükemmel hale getirmeyi öğrendi. David’in spordaki hedefi her daim ‘ötesine
gitmek’tir.
David Yamakasi olarak tanınan küçük bir grubun liderliğini
yapmanın yanı sıra, bir hareket sanatı ve her « izleyici » nin uzmanlaşmak için
şehir içindeki bir binayı bir engel materyali olarak kullandığı bir disiplin
olan Parkurun eş kurucusu oldu. Babasının normal çalışma rutininden ilham
aldığı Parkur, içinde sıçramanın, tırmanmanın ve koşmanın zorlayıcı bir
bileşimini barındıran bir ‘sokak sanatı’ formu olarak kabul edilmektedir.
Müzik videolarında, kısa filmlerde, TV filmlerinde ve uluslararası
reklamlarda oynadığı çeşitli rollerden sonra, Luc Besson Yamakasi (2001) filmi için David’le sözleşme yaptı. David eski
grubuyla yaşadığı karmaşıklıklar nedeniyle projede yer alamasa da, Luc’la
başlayan yeni ilişkisi yeni yeni filizlenmeye başlayan kariyeri için çok önemli
bir atılım oldu.
David’in sinemadaki asıl patlaması Franck Nicotra’nın Engremage (2001) filmi oldu ve bunu
Brian De Palma’nın Femme Fatale,
Olivier Dahan’ın Intervention
Divine dElia Suleiman (2002) ve aktör Cyril
Rafaelli ile tanıştığı Les Rivieres Pourpres 2
(2004) izledi, bu filmde tanıştığı Rafaelli daha sonra yapımcılığını Luc
Besson’un yaptığı Luc Morel’in tartışmalı Banlieue 13 (2004) filminde partneri olacaktı.
Filmin başarısı ve David’in önemli rolü onun Fransız ve
uluslararası izleyicilerin karşısına çıkmasını sağladı.
Bu başarıyı, Louis Leternier’in Le Transporteur 2 filmindeki
yardımcı rolü ve Matthieu Kassovitz’in fütürist gerilim filmi Babylon A.D.’ye (2007) dahil olması
izledi; David bu filmdeki Parkur sahnelerinin koreograflığını da üstlendi.
David ve atletik kabiliyetleri, Youtube’da 50 milyonun üzerinde tık aldı. Sam
Raimi ile Örümcek Adam serisinin üçüncü filminde dövüş sahnelerinde Örümcek
Adam kostümünü giymek üzere sözleşme imzaladı. Ancak Patrick Alessandrin’in Banlieue 13: Ultimatum (2009) serisindeki rolü ile zamanlama sorunları nedeniyle süper
kahraman rolünü oynayamadı.
Bu sırada yapımcı Jerry Bruckheimer da onunla sözleşme yaptı.
David ile çekimleri İngiltere Pinewood Stüdyolarında yapılan, Mike Newell’in Prince of Persia (2010) filmi için Parkur’da
Jake Gyllenhall’a eğitim vermek üzere, eğitimin Banlieue 13: Ultimatum çekimleriyle
çakışmaması koşuluyla- anlaşma yapıldı. David dövüş
koreografisinin büyük kısmını geliştirdi ve ayrıca özellikle Parkurun atletik
gereklilikleri için oluşturulan dekorların hazırlanma aşamalarına da katıldı.
Bir sonraki yıl, David, Zoe Saldana ile Olivier Megaton’un Colombiana (2011) ve başrollerini Robert
De Niro, Michele Pfeiffer ve Tommy Lee Jones’un paylaştığı Luc Besson’un The Family (2013) filmleri için kamera
karşısına geçti.
GOUCHY BOY (K2) Jon Voight’tan (Second String) John Hurt’e (New Blood) Hollywood’un efsaneleri ile kamera karşısına geçti.
Gouchy Boy, David Cronenberg'ün Cannes adayı filmi Cosmopolis’te Robert Pattinson ile bir limuzini
paylaştı ve Maximum Conviction’da
Steven Segal ile başabaş bir mücadeleye girişti. Gouchy Boy'un kamera karşısına
geçtiği filmler arasında John Moore'un Max Payne ve yönetmenliğini
Tony Goldwyn’in The Last Kiss’i de bulunuyor. Ayrıca TV dizisi “XIII”te de Val Kilmer’ın yardımcısını canlandırdı.
Oyunculuk, başarılı bir albüm sanatçısı olan Gouchy Boy’un kanına
müzikal kariyerinin başlarına girmişti ve o gün bugündür de bu kariyerini
sürdürüyor. Bir genç olarak bu dramatik dönüş Gouchy Boy’u oyunculuk sanatına
yöneltmeseydi, sonraki yaptıkları çok farklı olabilirdi. Gouchy Boy esas
çıkışını başrolünü Mario Van Peebles’ın oynadığı Highlander: The Final Dimension ile yaptı; bu film Gouchy Boy’a
Montreal, Quebec’in belalı ortamında çetelerin cirit attığı bir yaşamdan çıkış
yolu sağladı.
Kolombiya
doğumlu CATALINA’nın (Lola)
kariyeri, Luc Besson’un yazıp yönettiği Gerard Krawczyk’in Fransa’da gişe
rekorları kıran filmi Taxi 4 ile
başladı. 2008 yılında kadın başrol oyuncusu olarak Olivier Van Hoofstadt’ın Go Fast filminde Roschdy Zem’le birlikte
kamera karşısına geçti; bu filmde iki taraflı çalışan casus rolünü oynadı. Daha
sonra Pascal Bourdiaux’un Mac ve
Herve Renoh’un Coursier filmlerinde
rol aldı ve her iki film de Fransa’da ve dünyada büyük bir ticari başarı elde
etti. 2011 yılında, Frederic Jardin’in Sleepless
Night filminde Tomer Sisley ile kamera karşısına geçti.
2000
yılında, 53. Cannes Film Festivali’nde Jüri Başkanı oldu ve böylece festival
tarihinin en genç jüri başkanı unvanını aldı.
Sonraki
beş yılın büyük bölümünü prodüksiyona ayırdı. On yıl önce EuropaCorp’u
kurduğundan bu yana, stüdyo Avrupa film sektörünün en büyük stüdyolarından biri
oldu.
Yönettiği
filmlerin yanı sıra, Luc Besson uzun metrajlı filmler için yirminin üzerinde
senaryo yazdı. Bunlar arasında Taxi
serisi ve en son bugünden itibariyle Amerika’da tüm Fransız filmleri arasında
en büyük gişeyi yapma iddiasını taşıyan Taken
2 var.