Oliver Stone son filmi Savages (Vahşiler) ‘da bir önceki filmi Wall Street:Money Never Sleeps’den çok alakasız kamerasını finans dünyasından uyuşturu dünyasına ve meksika kartellerine çeviriyor.Öncelikle Oliver Stone için ayrı bir parantez açmamız gerekir.Bazı insanlar vardır hayatlarının belli bir zamanında ekstra mükemmel işler çıkarırlar ve bir daha asla o çıtaya ulaşamazlar.Sürekli hep cepten yerler.İşte böyle bir yönetmen Oliver Stone.Kariyerine baktığımızda ilk dönemlerindeki Platoon,The Doors,Natural Born Killers gibi başyapıtlarının ardından son yirmi yıla yayılan bir gerileme dönemi içinde yönetmen.Alexander gibi hayal kırıklıklarıyla da en dibe çöktüğü zamanlarda olmuştu.Politik olarak çok keskin bir amerikan propagandasını sinemasına iliştiren Stone,ülkemize ve Türklere yönelik en kara yapım olarak adlandıralabilicek ve hala etkilerini silemediğimiz Midnight Express’in senaristi olması sebebiyle de hep bir muhalefetle karşılaşmıştır türk seyircisi tarafından.Geceyarısı ekspresini gözü kara millyetçilikle değil de sinemasal anlamda içerdiği propaganda öğeriyle başarısız bulmuşumdur.Anlatılanlar tamamen yaşanmış olaylardır ama dediğim gibi yapım amacının sanat değil de siyasi manevra olması hem filme hem de yönetmen Alan Parker ve Oliver Stone üzerinden inandırıcılıkları konusunda negatif bir tutum oluşmasına sebep olmuştu.Bundan sonra Oliver Stone ne yapsa,Platoon’u geçecek bir başyapıt ortaya koysa bile hep aklımızın bir köşesinde sonunda kadar hizmet ettiği düzene karş çıkıyormuş gibi yapan tatlı su solcusu olarak kalacaktır.
Neyse film de bunların bir uzantısı olarak Oliver Stone sinemasının istikrarını bozmuyor ve aşağıya doğru eğrinin devam etmesini sağlıyor.Amerikalı iki parlak genç Ben (Aaron Johnson) ve Chon (Taylor Kitsch) birbirlerine taban tabana zıt iki eski arkadaş ve birbirlerine tutku ile bağlılar.Bir nevi “bromance” durumu hakim.Ortak(!) aşkları Ophelia (Blake Lively) ile karışık bir ilişkileri söz konusu.Hikayeyi “O”nun ağzından dinlerken iki arkadaşı tek bir kişiymiş gibi algılayıp hissettiğini belirtmesi erkek-kadın-erkek üçgenini açıklamaya yetecek bir altyapı sunmuyor.Woody Allen’ın Vicky Christina Barcelona’sındaki o üçlü ilişkiler yumağının derinliğine benzer bir yapı hemen hemen hiç yok.Hal böyle olunca bu ilişkinin şeklinin kullanılması akla hemen pazarlama hilesi için yapılmış olmasını getiriyor.Özellikle erotik anlamda cesur sahnelerin varlığı bu sebepten dolayı görsel zenginliğe değil ucuz pazarlamaya hizmet ediyor.
Ben ve Chon amerikanın cennetvari doğu sahillerinde piyasadaki en iyi uyuşturucuyu yaparak küçük çapta bir servete sahip oluyorlar ve ikilinin iyilik timsali Chon’u bu parayı Robin Hood misali dünya barışı için kullanıyor.İlk sahnelerde aklıma Bono’nun ucuz sanatçı duyarlılığı gelmişti ve filmin bir sahnesinde de bu bahis geçmesi beni şaşırtmadı.Uyuşturu ticaretini fakirlere yardım etme kisvesi altında iyilik temeline indirmek en başta bahsettiğimiz inandırıcılık mevzusunda filmin yine sınıfta kalmasına neden oluyor.Tamam kötü bir iş yapıyoruz ama amacımız iyilik olduğu için sorun yok en azından dürüst ve iyi niyetliyiz dedirtmeye çalışması çok basit geliyor izleyiciye.
Velhasıl kelam bu pembe tablo tabiki uzun sürmüyor ve ülkelerindeki iç hesaplaşmalar yüzünden yeni pazarlar arayan eli kanlı vahşi meksika karteli gözünü kuzeye dikiyor ve kahramanlarımızı işin içine dahil etmeye çalışıyorlar.Tabi kahramanlarımız olaya milyon dolar kazandıkları hobi gözüyle baktıklarından bu olaya dahil olmak istemiiyorlar ve işin şiddet kısmı bundan sonra ortaya çıkıyor.Tamamen klişeler üzerinden ilerleyen filmde hemen hemen bütün karakterler ve olaylar hollywoodvari bir şekilde klişelerle şekillendirilmiş.Bir sonraki sahnede ne olacağı,ne diyecekleri izleyenin aklına gelebiliyor.Önü alınamaz şiddet,yüzeysel karakterler,düşük tempo.Yani nerden tutarsan tut elinde kalan bir yapı.
Bütün bu olumsuzlukların içinde güzel şeyler de var tabi.Mesela gossip girl dizisiyle ergen gençlik için ikon haline gelen Blake Lively bütün bu klişeler içinde görsellik katması anlamında oldukça hoş olmuş.Özellikle yüzeysel üçlü aşkın ortasında fanteziler üretmesi için konulmuş olsa da estetik güzelliğinin de es geçilmemesi gereken bir konu.Asıl filmin en güçlü oyunculuğu tek kelimeyle Benicio Del Toro.Meksika Karteli’nin güçlerini korumak adına esirgemedikleri şiddeti,daha doğrusu psikopatlığı çok iyi resmediyor.İyiyle kötünün karıştığı,tüm resmi,ahlaki kurumların çorba olduğu bir dünyada kendince sağlam bir karakter oturtması filmin en güçlü dayanağı.Sırf Benicio Del Toro için bile katlanılabilir bir film.
Sonuç olarak Oliver Stone’un bizi şaşırtmadığı ve kariyerinin istikrarını devam ettirdiği bir yapım Savages.Meksika kartellerinin acımasızlığından,amerikalıların rüyasının vurdumduymazlığından,ucuz erotik numaralardan bıkmadıysanız büyük ihtimalle bu filmden keyif alabilirsiniz.Ama biz bu numaraları çok gördük derseniz hiç vakit kaybetmeyin derim.
Afişini de en sona sakladım.Baya yaratıcı bir afiş olmuş:)
*
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder