Müziksiz hayat yaşamaya değmezmiş.Sinema ne zaman sesin devreye girmesiyle birlikte günümüzün muteşem sanatına dönüştü.Yani görselliğin ve sesin mukemmel uyumuyla geldi bu hale.Charlie Chaplin ile en üst seviyesini yaşayan sessiz sinema her ne kadar sinema tarihine altın harflerle yazılan eserler vermişse de işin içine sesin de girmesiyle başka bir sanatsal doyuma ulaştı.Jaws o bütün gerilimi veren müziği olmasa korku sinemasının en epik filmi olur muydu ya da eye of the tiger olmasa Rocky Balboa ile birlikte merdivenlerden yukarıya büyük bir şevkle çıkabilirmiydik.
Müziğin başrol olduğu filmlerin en başında gelen çok iyi bildiğimiz ama unuttuğumuz kültürümüzü anlatan bir eser.Costas Ferris’in 83 yapımı filmi: REMBETİKO..Ege’nin iki yakasına uzanan yüzyıllarca arada deniz olmasına rağmen bir arada yaşayan kültürlerin yapay düşmanlıklarla küstürülmesini hüzünün destansı anlatımıyla anlatan göze olduğu kadar kulaklara da hitap eden eşsiz bir yapıt.Aşağıda yüzümüze kocaman tebessüm konduran filmden bir sahne…
*
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder