Sean Ellis’in 2004 yapımı aynı adlı kısa filmi CASHBACK yapıldığı zaman gördüğü ilgiden ve akademi ödüllerinde en iyi kısa film adaylığından sonra hemen yapımcıların iştahını kabartmış olcak ki çok geçmeden 2006’da uzun metrajlı olarak çekildi.Sean Biggerstaff,Emilia Fox,Shaun Evans gibi genç yetenekleri kadrosunda barındıran Cashback yönetmenin ilk filmi olarak son derece başarılı bir film.Zaman kavramının algılarla nasıl değiştirilebileceği üzerinden aşk acısı,hayal kırıklığı ve gençlik hezeyanlarını anlatan Cashback türkçe adında da olduğu gibi zamana güzellik katma derdinde olan bir film.
Kahramanımız Ben Willis(Sean Biggerstaff) sevgilisinden ayrılan ama ayrılığı içine sindiremeyen ve eski sevgilisi Suzy’yi aklında daha da büyüterek iyice depresyonun dibine vurur.Düşünecek bol bol zamana sahip olduktan sonra artık normal hayatının dışında bir de uykuda olması gerekirken sevgilisini düşündüğü başkaı bir hayatı olur.Hal böyle olunca yarı gerçek yarı hayal bu zamanlarını bir süpermarkette gece vardiyasında geçirmek ister.İnsanoğlunun yaşaması için temel duygu AŞK’ın her ne olursa olsun bitmeyeceğinin bir örneği olarak süpermarkette çalışan Sharon’a (Emilia Fox) aşık olur.
Öncelikle filme de ismini veren zaman hayattan geri alma durumunu irdelemek gerekir.Film de kahramanımız Ben’in söylediği gibi “zamana karşı her şey yapılır. Durdurulabilir, yavaşlatılabilir, hızlandırılabilir ama asla geriye alınamaz...”Zaman mevzusu öyle derin bir mevzudur ki içinden çıkılması imkansız gibidir.Üstüne ne kadar düşünülürse düşünülsün şu yukarıda ki yargıdan başka bir yargı çıkaramayız.İşte bu noktada zaten halihazırda bildiğimiz ama bildiğimizi bilmediğimiz gerçekleri önümüze sunuyor yönetmen Sean Ellis.Hele bir söz vardı ki hayatımızın yanlış zamanlarını yaşadığımıza dair,filme ayrı bir bilgelik katıyor.”Sharon had seen the wrong second of a two-second story.” yani sharon özelinde bizler iki saniyelik hikayemizin yanlış saniyesini görüyoruz.Bu noktadan hareketle bu yanlış saniyeyi görmenin hüznünü yaşamaktansa aslında yapmamız gerekenin bunun üstüne giderek zamana güzellik katmamız gerektiği.Zira kahramanımız Ben de yaşadığı fazladan zamana güzelliği yani Sharon’u katıyor.
Yukarıda Sharon’a yaptığım göndermeden hareketle bir başka mevzu da filmin bir diğer asıl anlatmak istediği.Ben’in kendi hayatından referanslarla anlattığı kadın vücudu ekseninde kendinde geliştirdiği estetik ve güzellik anlayışı.Ben gibi bizler de kendi hayatımızda bulabileceğimiz ilk cinsellik deneyimlerini anlatıyor anlatıcımız.Evde bulunan erotik dergiler olsun,öğretmenlerize aşık olmamız olsun,ilk okul aşklarımız olsun anne baba dışında dışarıdaki hayatta tanıdığımız insanlara karşı daha nötr bir cinsellik algımızı yaratmamızın ilk örnekleri bunlar.Gerçi hepimiz Ben kadar şanslı olamıyoruz cömert isveçli kiracı sahip olmada:)
Sonuç olarak yönetmenin ilk uzun metraj deneyimi bakımında son derece içi dolu,eğlenceli ve sinematografi anlamında da bir o kadar estetik bir film CASHBACK.Yani hayatımızda ne olursa olsun mutlaka zamanımıza güzellik katmalıyız.Çünkü geriye almak imkansız...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder