29 Mart 2010 Pazartesi

Eski Dost Geri Döndü

sherlockholmes-3sherlockholmes-2sherlockholmes-7 sherlockholmes-6  

Sir Arthur Conan Boyle’nun ünü tüm dünyayı saran efsanevi dedektifi SHERLOCK HOLMES bu sefer Guy Ritchie önderliğinde perdedeydi.Ünlü kahramanızı altın küre ödüllü Robert Downey Jr.,Doktor Watson’u ise Jude Law’ın canlandırdığı filmde diğer rollerde Rachel McAdams Irene Adler’i,Mark Strong ise dünyada karanlık imparatorluk kurmak isteyen Lord Blackwood’u canlandırıyor.

Arthur Conan Doyle'un yarattığı hayali dedektif  ilk hikâyesi olan Kızıl Soruşturma  ile 1887  yılında gazetede basılmaya başlanmasıyla hayat bulur. Yıllar geçtikçe ünü yazarını da aşıp fenomen haline gelen Sherlock Holmes olayları Tümdengelim yöntemi ile gözlem yoluyla çözmesi en ufak ayrıntılardan yararlanıp suçluları yakalaması uluslararası ününün nedeni.Hatta o kadar ünlemişti ki zamanında yazmaktan sıkılan Arthur Conan Boyle Son soruşturma hikayesinde dedektifi öldürmüş ama okuyuculardan gelen tepkiler yüzünden sonraki hikayeler için diriltmişti.Edebiyat dünyasının fenomeni Sherlock Holmes bu ünü Hollywood yapımcıları için de bir bakıma gişe garantisiydi.Bu güne kadar birçok versiyonu çekilen filmlerinde Orson Welles’ten Jeremy Brett’e ,Michael Caine’den  Larry Hagman’a kadar birçok ünlü oyuncu kahramanımıza hayat vermişti.sherlockholmes_3

Bugüne kadar kitaplarında ve filmlerinde çizilen imajının aksine aksiyonu bol bir kahraman olarak karşımıza çıkan Sherlock Holmes filminde böylelikle ayrıntılar üzerinden sağlam senaryosu ve aksiyonu bol sahneleri ile türünün iyi örneklerinden biri haline geliyor.Filmin genel eleştirileri de önceki örneklerinin aksine daha savaşcı özelliğinin ön plana çıkartılması üzerinde birleşiyor.Evet bir dedektif olarak her daim kuşkucu,aklını ve sezilerini sürekli ön planda tutan sakin ingiliz beyefendisi bir karakter olmasına karşın kavgacı bir tipe büründürülmesi kahramanın özüne sadık kalınmayarak sinemaya aktarıldığı anlamına geliyor ama kitaplarına aşina insanların pek beklediği bir durum değil açıkcası.Hal böyle olunca kitaba meraklı olmayan daha genç kuşaklar için bol aksiyonlu ve merakı sonuna kadar korumayı başaran senaryosu sayesinde başarılı bir örnek olarak algılayabiliriz. Yönetmen Guy Ritchie de bu riski göze alarak bir projeye giriştiğini birçok yerde beyan ediyor ve karakteri yaratırken çocukluğunun kahramanını kendi gözüyle perdeye aktardığını söylüyor.

sherlock

Oyunculuklar ise son derece mükemmel.Robert Downey Jr. da zaten bunun karşılığını Altın küre alarak kanıtlıyor.Son derece kuşkucu ve detaycı olmasına rağmen bohem yaşam anlayışını terk etmeyen Sherlock Holmes’ün yaşadığı kişilik gelgitlerini oyunculuğunun mizahi dili sayesinde takdir edilecek bir performansla perdeye yansıtıyor. Dr.Watson karakteri ile Jude Law Robert Downey Jr kadar iyi bir performansla beyazperdenin uyumlu güzel bir ikili oluşturuyorlar.Filmin sonunda bırakılan açık kapıdan ümitle eğer taraflardan bir aksilik gelmezse bu ikiliyi başka bir hikayede de izleyeceğiz gibi geliyor.

bscap0006  

Ayrıca kahramanlarımızın yanında esas başrol olarak Londra’yı da es geçmemek gerek.Başarılı sanat yönetimi sayesinde Lord Blackwood’un karanlık planlarının paralelinde en az onlar kadar karanlık ve gotik bir Londra izliyoruz.Koyu renk akan Thames’i ,etrafında yaşamaya çalışan sefil halk,sokaklarında çamur,havada her daim yağmur bulutluluğu.Kısacası toz,toprak,rutubet üçgeninde Londra.Hele Londra siluetinin en gözde simgesi Tower Brigde (Kule Köprüsü) deki aksiyon sahneleri son derece güzeldi.

Ayrıca filmin sonunda kilit soruları açıklayan idam-delibal ilişkisi durumu,filmden önce kimi haber sitelerinde Sherlock Holmes filminde Türkiye’nin adı geçiyor adı altında verilmesi filmin sonuna doğru hevesimi kaçırmadı değil.Filmin bir yerinde Türkiye veya istanbul geçiyor diye umut sarıkayavari bir sevinçle türklüğümüzden övünmek yüzünden sitelerin spoiler saçması üzüntü verici bir durum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder