24 Mart 2017 Cuma

36.İstanbul Film Festivali Önerileri

1-Dalida / Lisa Azuelos

Müzik temalı film ve belgeseller her zaman ilgimi çekmiştir. Hele rock temalı olursa tadından yenmez ve filmin kötü çıkma ihtimali yoktur benim için. Sinemasal anlamda kötü olsa bile içerdiği müzikle benden sınıfı geçer. Bu yılki seçkide de bolca müzik temalı film mevcut. Bunlardan ilki Kahire doğumlu İtalyan asıllı sanatçı Dalida’nın hayatını konu alan Dalida. Biyografi filmi olması da müzik tarihi açısından daha da önemli kılıyor. http://film.iksv.org/tr/film/3360
2-Rock’n Roll / Guillaume Canet
Marion Cotillard, bence şu an dünya üzerinde en güzel oyuncu olabilir. Onun filmlerini ayrı bir gözle izliyorum kesinlikle. Kendisini oyunculuk anlamında sevmeyenler olsa da, oyunculuk başarısı da göz ardı edilemez. Eşi Guillaume Canet’in kara komedi tadında çektiği filmde de kendisine merakım öne çıkıyor. Rock’n Roll bildiğimiz anlamda bir filme benzemiyor, daha çok mockumentary denilen kurmaca belgesel tadında. Filmin çıkış fikri de hayli ilginç. Her şey Guillaume Canet’nin genç bir asistanının kendisine “Artık yaşlandın, hiç rock’n roll değilsin. Filmlerini bu yüzden satamıyorsun” demesiyle başlıyor. Bunun üzerinde Canet bunun aksini ispatlamak üzere ne kadar ilginç bir hayat yaşadıklarını gösteren bu belgeseli çekmeye başlıyor. Filmin çekiliş sürecinde de Cotillard ile ikisi “rocknrollchallenge” etiketiyle instagramdan birbirlerine atışmaları çok keyifliydi. Genelde böylesine ünlü insanların burnundan kıl aldırmayan egolar olduğu düşünülür oysa kendilerini böylesine komik durumlara düşürmeleri hayli sempatik. Filmi izlemeden önce örneklerini görmek için instagram hesaplarına bakın derim. http://film.iksv.org/tr/film/3367
3-Tuz ve Ateş / Salt and Fire / Werner Herzog
Herzog ustanın son filmi Tuz ve Ateş yine bildiğimiz Herzog filmi sertliğinde. Filmini tarif ederken kullandığı “sinemanın kurallarına uymayan bir gündüz düşü” oldukça şiirsel ve merakımızı iki katına çıkardığı kesin. Michael Shannon ve Gael Garcia Bernal gibi iyi oyuncular da filmin artıları görünümünde. http://film.iksv.org/tr/film/3374
4-Genç Karl Marx / Le jeune Karl Marx / Young Karl Marx / Raoul Peck
Karl Marx fikirleriyle geçtiğimiz yüzyılı derinden etkileyen büyük bir şahsiyet. Siyasal ve toplumsal anlamda bu kadar etki eden bir figürün sinemada temsiline çok rastlamadım açıkçası. Fikirlerine katılın ya da katılmayın yaptıklarıyla, fikirleriyle sinemada çokça anlatılması gereken bir figür. Hâlâ bir tabu misali hayatını ele alan sinemacı yok gibi. Bu nedenle Haitili yönetmen Raoul Peck’in bu girişimi oldukça önemli. Marx’ın hayatından kesitler sunan bu filmde nasıl ele alındığını oldukça merak ediyorum. http://film.iksv.org/tr/film/3371
5-Beden ve Ruh / A Teströl és Lélekröl / On Body and Soul / Ildikó Enyedi
Bu yılki Berlin Film Festivali’nde Altın Ayı’yı kazanan Ildiko Enyedi’nin filmi Beden ve Ruh seçkinin öne çıkan filmlerinden biri. Konusu oldukça dikkat çekici. Budapeşte’de bir mezbahada geçtiğini söylesek yeter herhalde. http://film.iksv.org/tr/film/3380
6-Şafak Sökmeden / Vor der Morgenröte / Stefan Zweig: Farewellto Europe / Maria Schrader
Seçkideki bir başka biyografik film de usta yazar Stefan Zweig’in son zamanlarına odaklanıyor. Şahsi olarak en sevdiğim yazarlardan biri olması filmi merak etmemin en büyük nedeni. Ayrıca film Avusturya’nın Oscar adayıydı bu sene. http://film.iksv.org/tr/film/3396
7-Ardıl Görüntü / Powidoki / Afterimage / Andrej Wajda
Yakın zamanda kaybettiğimiz, Polonya’nın yetiştirdiği büyük sinemacılardan Andrej Wajda’nın filmi Ardıl Görüntü, ünlü ressam Wladyslaw Strzeminski’yi “Eğilmeyen, kararlarının arkasında duran, kendini tamamen sanata adamış bir adamın portresi” olarak sunuyor. Komünist rejimin sanata ve muhalefete olan duruşunu göstermek adına oldukça önemli bir yapıt. Bu film de Polonya’nın Oscar adayıydı. http://film.iksv.org/tr/film/3378
8-Mifune: Son Samuray / Mifune: The Last Samourai / Steven Okazaki
Sinema öğrencileri ve sinefiller için ders niteliğinde bir film Mifune: Son Samuray. Sanat hayatı boyunca 170 kadar filmde rol alan Toshiro Mifune’nin sanat hayatını incelerken Uzakdoğu sinemasının yapı taşlarını görmek adına oldukça önemli. Özellikle usta yönetmen Akira Kurosawa ile birlikte yaptıkları filmlerin nasıl yapıldığını izlemek keyif verecektir. Uzakdoğu sineması bizim ülkemizde de bir dönem oldukça popülerdi. Bu janrı özellikle sevenlerin kaçırmaması gereken bir film. Üstelik filmde anlatıcı da Keanu Reeves. http://film.iksv.org/tr/film/3419
9-Karşı Yönetmen: Ken Loach / Versus: The Life and Films of Ken Loach / Louise Osmond
Ken Loach’ı anlatmaya çalışsak herhalde birkaç günümüzü alır. Ustaların ustası yönetmen son filmi I, Daniel Blake ile yine yapıyor yapacağını ve almadık ödül bırakmıyor. Bu filmden hareketle ustanın sinemasına yakın bir bakış atan bu belgesel sinemaseverler için başucu filmi olacak nitelikte. http://film.iksv.org/tr/film/3417
10-Gimme Danger / Jim Jarmusch
Yine bir müzik temalı bir belgesel ve yine bir efsane karşımızda. Nevi şahsına münhasır rock efsanelerinden Iggy Pop ve onun liderliğindeki The Stooges ekseninde rock dünyasına yol alacağız gibi gözüküyor. Amerikan bağımsız sularının başına buyruk yönetmeni Jim Jarmusch’un rock ve punk’ın isyanını en iyi perdeye taşıyabilecek yönetmen olması son derece önemli. Ustanın son filmi Paterson’daki şiirsel dünyadan bir parça da olsa bulabileceğimizi düşünüyorum. http://film.iksv.org/tr/film/3442
11-Wùlu / Daouda Coulibaly
Genç ustalar bölümünde gösterilecek Mali asıllı Fransız yönetmen Daouda Coulibaly’nin ilk uzun metraj filmi Wùlu sıfırdan en tepeye yükseliş öykülerinin bir örneği. Mali usulü Scarface benzetmesi de yapılıyor bu film için. Oldukça merak uyandırıcı. http://film.iksv.org/tr/film/3409 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder