SİNOPSİS
“The Others”, “The Sea Inside”, “Thesis” filmleriyle büyük beğeni
kazanan, Oscar ödüllü yönetmen Alejandro Amenabar’ın yeni filmi “Regression”da
izleyicileri gerilimi yüksek dakikalar bekliyor. Film, 1990 yılında
Minnesota’da geçiyor. Dedektif Bruce Kenner (Ethan Hawke), babası John Gray'i
(David Dendrick) korkunç bir suçla itham eden Angela'nın (Emma Watson) vakasını
araştırmaktadır. John beklenmedik bir şekilde, olayı hatırlamasa da suçunu
kabul eder. Tanınmış psikolog Dr. Raines (David Thewlis) anılarını canlandırmak
için John’a yardımcı olur ve birlikte ülke çapında, dehşet verici bir gizemi
ortaya çıkarırlar.
YAPIM HAKKINDA
Alejandro Amenábar, "Regression" ile gerilim türündeki
filmlerine dönüş yapıyor. Amenábar yeni filmiyle ilgili şöyle diyor:
"Regression: Gerileme" terimi geriye dönüşü temsil ediyor. Bana göre
bu proje "Thesis" filmiyle başladığım kariyerimin belirleyicisi olan
gizem türüne yeniden dönüş niteliğinde. "Thesis", korkuyu
tasarlamanın bazen üstümüzde hipnoz etkisi yaratabileceğini inceliyordu.
"Open Your Eyes"da, hayallerin ve gerçeklerin iç içe geçmesi konu ediliyordu.
"The Others"ta da eski klasik gerilim filmlerinin tadını geri getirme
çabası vardı. Hep beni motive eden şeyi arıyorum, bazen bambaşka şeyleri
incelerken bulduğunuz o enerjiyi. Bu yüzden hep farklı türleri ele aldım: Dram,
korku, gerilim ya da "Agora"daki gibi karma türleri.” “Regression”,
filmin yapımcısı Fernando Bovaira'ya göre gerilim türünün dışında diğer türleri
de içerisinde barındırıyor. Şöyle anlatıyor: “Alejandro türleri dönüştürüyor.
Filmin adı çok uygun çünkü belli bir yere kadar film, insan zihninin tuhaflığı
ve karmaşıklığı hakkında. Alejandro Amenábar ise şöyle anlatıyor:
"Regression'da olan bazı şeyler korku türüne uyuyor ama aslında suç
unsurları taşıyan bir psikolojik gerilim. Asıl olarak 70'lerin gerilim ve korku
filmlerinden etkilendim: “The Exorcist”, “Rosemary's Baby”. Tüm bunlardaki
kısıtlamaları geri getirmek istedim. The Others, 40'ların, 50'lerin ve 60'ların
filmlerinden esinlenmişti, bu film de 70'lerden esinlendi. O ahenkli, ağır
ilerleyen tonu geri getirmek istedim. Ama en çok anlattığım hikâyeyi ciddiye almak istedim." Türe duyulan saygı, projede yer alan ekip
üyeleri arasında, oyuculardan tutun filmin estetiğinden sorumlu kişilere kadar
herkes için geçerliydi. Görüntü yönetmeni Daniel Aranyó şöyle anlatıyor:
"Alejandro bu filmi yapmayı teklif ettiğinde filmin her anının inandırıcı
olmasının kendisi için çok önemli olduğunu söyledi. Sanki 70'lerde bir film izliyormuşsunuz
gibi hissetmeliymişsiniz. Diyaloglar kısıtlı, karamsar bir havası olan bir film
olacaktı. Karakterler arasında yakın bir bağ olmasını, anlattığı hikâyenin de
güvenilir olmasını istiyordu.
Gerilim filmlerindeki merakı yaratmak için günümüzde
kullanılan araçlardan uzak durmalıydık. Hikâye sizi yavaş yavaş
yönlendirecekti." bile geldi. Alejandro Amenábar şöyle anlatıyor:
"Satanist Ayin Tacizi olarak bilinen tuhaf ve korkunç bir yapbozu bir
araya getirme girişiminde, polis soruşturmalı, psikolojik danışmanlı bir dizi
gerçek olay meydana geldi. Suçlamalar ve itiraflar çok ağırdı, aileleri
dağıttı, kaos ve sosyal panik yarattı. Hatta birkaç olayda ağır cezalar
verildi. 21'inci yüzyıldan birinin perspektifinden bakarak 80'ler ve 90'lardaki
o davaları incelemek çok ilginç oldu." Fernando Bovaira'ysa şöyle ekliyor:
"Beyin incelemeleri, bilim insanları için yeni bir sınır. Hâlâ anılarımızı
nasıl işlediğimiz, zamanın ve manipülasyonun onları nasıl değiştirebildiğine
dair çok az bilgimiz var. Din ve bilim,farklı dünyalara ait olsa da, Stephen
Jay Gould'un dediği gibi, psikoloji hâlâ bebeklik aşamasında ve her an batıl
inanca dönüşebilir. Regression'da, Raines ve Peder Beaumont, farklı alanlarda mücadele
etseler de, birbirlerine zannettiklerinden daha yakınlar aslında."
Filmin başında suça dair ihbar yapıldığında, Regression'daki
karakterler kovalamacaların ve şeytana tapma ayinlerinin dünyasına giriyor ve
şüphelerini kanıtlayacak ve suçluları hapishaneye yollayacak delilleri bulmak
için zamana karşı yarışıyorlar. Amenabar şöyle anlatıyor: "Olay büyüdükçe,
medya, tanık ifadeleri ve satanist tecrübelerle ilgili yazılan yazılar,çok
önemli rol oynadı. Bir de tabii filmin kendi etkisi de var." Orta Batı'da
küçük bir muhit ve burayı çevreleyen devasa alanlarda geçen filmin kurgusu, hikâyeye
ekstra öğeler katan bir sahne yarattı. Orta Batı, çok küçük dünyaları içeren,
geniş açık alanları olan bir yer. Filmde tipik bir Amerikan kasabası görüyoruz.
Herkesin herkesi tanıdığı dağınık evler var. Bu tip kapalı alanlarda, yapılan
hatadan ötürü duyulan vicdan azabı daha da yoğunlaşır. Ana karakterlerin
üzerindeki en büyük yük vicdan azabı. Yapımcılar şunu merak etmiş:
"İçimizdeki korkuyu ne tetikler?" Filmin oyuncularından Ethan Hawke
şöyle diyor: "Film, niye korkmak istediğimiz, korkmaktan niye
hoşlandığımız ya da niye ondan hem nefret edip hem de onu çok sevdiğimizi,
kişiliklerimizin büyük kısmında korku ve vicdan azabı bulunmasıyla olan
ilişkimizi inceliyor biraz." Fernando Bovaria için "Regression korkuyla
ilgili bir film. Korkularımızla nasıl yüzleştiğimiz ve bazen bu korkuların
nasıl en kötü kâbusumuza dönüştüğüyle ilgili. Bir suç hikâyesi gibi
oluşturulmuş ama soruşturulan suça dair görünürde hiçbir delil bulunamamış.
Dedektif türünde, birinin suç işlemesini kaosu tetikler. Soruşturmanın
başarısıyla dedektif de yeniden düzen sağlar. Regression'da ana karakter Bruce kendini
vakaya o kadar kaptırıyor ki, orada mahsur kalıyor. Gerçek avına çıkan adamın
kendisi ava dönüşüyor."
Yönetmen :Alejandro Amenábar
Yapımcılar: Alejandro Amenábar, Fernando Bovaira,Christina Piovesan
Türü:Gerilim
Oyuncular: Emma Watson, Ethan Hawke, David Thewlis, Devon Bostick, David Dencik
Yapım Yılı:2015
Vizyon Tarihi:09 Ekim 2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder