Hababam Sınıfı'nın ana karakterlerinden efsane Hayta İsmail'i Ahmet Arıman yakın zamanda katılıdığı bir programda Türk Sinemasının o görkemli günlerini gözyaşlarıyla anlatmış.Okuyunca daha da değeri anlaşılan o güzelim yıllar Arıman'ın sözleriyle daha da anlamlaşıyor.Medyada yer alan sözlerinden bir kaçı;
MÜNİR ÖZKUL BENİ TANIDI DİYE SEVİNİYORUM
Münir Özkul'un büyük bir sanatçıydı.. Ben onun arkasında org çalıyordum. Stadyumları doldururdu. O sahneye çıktığında binlerce insan gülmekten kırılırdı. Sahnede şovuna beni de alet ederdi. Bir keresinde çapkınlıklarını anlatırkan bana döndü ve "Ahmet sağolsun" dedi... Sanki ona çapkınlıkta yardım ediyormuşum gibi (gülüyor)
Münir Özkul'u 2 ay önce hastanede ziyaret ettim. Çok zayıflamıştı, konuşmakta zorlanıyordu. Buna rağmen beni görünce Ahmet dedi. Bakışarak anlaştık ama beni tanıdığını görünce sevindim.
ERTEM EĞİLMEZ'DEN TARIK AKAN'A AZAR!
Ertem Eğilmez çok disiplinli bir yönetmendi. Bir keresinde içinde Tarık Akan'ın da olduğu bir grup sete geç gelince onları çok sert bir dille uyarmıştı. Bütün setin ortasında Tarık Akan'a bir bağırması vardı hala inanamıyorum. Tarık Akan hiçbir şey söylemeden onu dinledi. Set hazırdı, herkes çekimlerin başlamasını bekliyordu ama Ertem Eğilmez Tarık Akan geç kaldı diye çekimi iptal etti. Şimdi düşünüyorum da Ertem Eğilmez Tarık Akan'a "Sen buradaki diğer çocuklarla aynısın, kimsenin kimseden ayrıcalığı yok" mesajı vermişti bu tavrıyla...
O günleri gerçekten çok özlüyorum. Bana soruyorlar o filmlerin sırrı ne diye. Düşünüyorum da, biz de doğallık, saflık, duygusallık vardı. Sonradan çekilen Hababam Sınıfları'nda bu doğalık ve saflık yok.
ADİLE NAŞİT'İN OĞLU GİBİYDİM
Adile Naşit, beni genç yaşta kanserden kaybettiği oğlunun yerine koymuştu. Beni oğlu gibi çok seviyordu. Onun rahatsızlığını hiçbirimiz hissetmedik. Ama Müjde Ar onu sessizce alıp tedavi olsun diye yurtdışına götürmüştü. Adile Naşit'in bile haberi yoktu oraya neden gittiğinden.
Adile Naşit'in öldüğünü duyduğumda bir yerde sahne alıyordum. Annem öldüğünde bile sahneye çıktım ama Adile Naşit'in o acı haberini duyunca kitlenip kaldım, sahneye çıkamadım, çok üzüldüm.
Adile Naşit de çok büyük bir oyuncuydu. Çekimlerde ağlarken hiç zorlanmazdı. Ertem Eğilmez ona ağla dediğinde arkasını döner gözlerine ovalar ve kameraya baktığı an gözlerinden yaşlar akardı. O anda ne düşündüğünü nasıl ağladığını kimse bilmezdi ama hüngür hüngür ağlardı…”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder