"I'm as mad as hell, and I'm not going to take this anymore!"
Sinema tarihinin en etkili sahnesinin can alıcı cümlesi.O kadar sinirliyim ki,artık buna dayanamayacağım.Televizyon peygamberi Howard Beale'in sistemi sorgulamaya çalıştığı epik bir sinema şaheseri.Sidney Lumet'in 1976 yapımı Network(Şebeke) filminde başrolleri Peter Finch,William Holden,Faye Dunaway,Robert Duvall,Ned Beatty,Wesley Addy paylaşıyor.İçerdiği sağlam sistem eleştirisinin yanısıra mükemmel oyunculuklar sayesinde dünya sinema tarihine altın harflerle yazılmış bir film.Hatta akademi ödüllerinde en iyi erkek oyuncu(peter finch),en iyi kadın oyuncu(faye dunaway),en iyi yardımcı kadın oyuncu(beatrice straight),en iyi senaryo(Paddy Chayefsky) ödüllerini alması metninin ve oyunculukların ne kadar başarılı olduğunun göstergesi.Gerçi Peter Finch için durum biraz değişik.Kendisi yaşarken bu onura erişemedi zira filmden birkaç ay sonra hayatını kaybetti.Böyle üzücü bir durumla birlikte Peter Finch akademi ödülleri tarihinde ölümünden sonra onurlandırılan ilk oyuncu oldu.Hatırlarsanız aynı durum efsanevi joker rolüyle Heath Ledger için de yaşanmıştı.Diğer oyunculuklara bakacak olursak alınan ödüllerin yayında en iyi erkek oyuncu dalında Peter Finch'e rakip olarak birbaşka başrol oyuncusu William Holden da adaydı.Genel olarak en iyi film,en iyi yönetmen dalları dahil 10 adaylık aldı.Taxi Driver,All The President's men,Rocky gibi rakipleri arasında en iyi film oskarına adaydı ama akademi oyunu Amerikan rüyasını satan Rocky'den yana kullandı.Gerçi Show business olarak adlandırılan amerikan sisteminin geniş halk kitlelerini etki altında tutmak için kullanmaya başladığı televizyon dünyasına yönlendirdiği ağır eleştiri oskar alması yönünde büyük bir engeldi.Sıfırdan yükselen bir boksörün hikayesinin ,reytingleri düşen bir spikerin hikayesine tercih edilmesi normal zaten amerikan rüyasının özü bu değil miydi.Başarısızlıklara yer yoktu Amerikan rüyasında.
Filmin kırılma noktası diyebileceğimiz aşağıdaki sahnedir.ZEITGEIST belgesel serisinin ilham kaynağı sahnelerden biri ve belgeselde bu sahne yer alır.Aslında filmden öte yaşadığımız zamanın formüle edilmiş halidir bu tirad..Şu an yaşadığımız düzende etrafımızı saran herşeyin özünü bulabileceğimiz basit ama mide bulandırıcı bir formül.Ve bu günde söylendiği zamandan yıllar geçsede geçerliliğini koruyor.Tabi birçok yerine eleştiri getirebiliriz ama sonuç yine aynı olacaktır.Dikkat çekilecek husus Türkiye olarak televizyonun ayna olduğu gerçeğini varsayarsak şu an yaşadığımız herşeyi filmde bulabiliriz.76 da geçen filmdeki herşey 2010 Türkiye’sinde yer alıyor.Hakim konumdaki isimsiz cisimsiz güçlerin kendi menfaatleri üzerine kurdukları acımasız düzenin sürmesi için bütün insani özelliklerden vazgeçilmesi aslında ne kadar güçlü olduklarının göstergesi.Çünkü karşısına çıkabilecek olası kişilerin bu savaşı kurallarına göre oynaması gerekecek.Tabi karşısındakinin de en az onlar kadar insanlıktan çıkması lazım.İnsanlıktan çıkma olarak kasıt savaş durumuna geçme.Einstein’ın dediği gibi dördüncü dünya savaşının taşla sopayla geçeceğinden her ne uğruna savaşılsa savaşılsın savunma dışında her durum insana ait değildir ve insanlık olarak gelişeceğimize sürekli geriye gidiyoruz.Hal böyle olunca insana ve insana ait herşeye tapan bir düşünce tarzının sahiplerinin bu savaşta kendi varoluşunu ortaya koymaları Howard Beale'in kendi benliğini koyması kadar onurlu birşey ama sonuç her ne olursa olsun mutlaka kaybeden bir taraf olacaktır ve bu bizi her zaman üzecektir.Bu karamsarlıkla birlikte Network bir nevi distopya eseri olarak tanımlanabilir.
“ Doğanın başlıca güçleriyle oyun oynadınız bay beale! ben bunu kabullenemem! yeterince açık mı bir iş anlaşmasını durduğunuzu sanıyorsunuz. ama durum böyle değil! araplar, bu ülkeden milyarlarca dolar aldılar ve onu geri vermeleri gerekiyor! bu bir med cezir, bir ekoloji denge! sen, her şeyi ülkeler ve insanları olarak gören eski kafalı birisin! ülkeler yok! insanlar yok! ruslar yok! araplar yok! üçüncü dünya da yok! batı yok! tüm sistemlerin üstünde bir kutsal sistem var. çok büyük ve dokunulmaz, özenle işlenmiş etkileşimli, çok uluslu, dolar egemenliğinde! petrol dolarları, elektro dolarlar, bir sürü dolar! marklar, rubleler, sterlinler! bu gezegende hayatın bütünlüğünüsağlayan, uluslararası para sistemidir.bugün her şeyi olması gerektiği gibi yapandır! bu, atomik...atom altı ve galaktik bir yapıdır! ve sen doğanın birincil güçleriyle oynadın! ve taş olacaksın! anlıyor musunuz, bay beale? yirmi bir inç küçük ekranınızın önünde ayağa kalkıp, amerika ve demokrasi hakkında feryat ettiniz! amerika yok! demokrasi yok! sadece ibm, itt, att, dupont, dow ve exxon var. bugün dünyadaki ülkeler bunlar. ruslar, meclislerinde ne konuşuyorlar sanıyorsun? karl marx mı? onlar da tıpkı bizler gibi program tablolarını çıkarıyor, teoriler geliştiriyor çözümler geliştiriyor, ticari işlerinin ve yatırımlarının fiyat maliyet olabilirlikleri üzerinde çalışıyorlar. artık ülkelerin ve ideolojilerin olduğu bir dünya yok. dünya, iş dünyasının kanunları ile tanımlanan bir şirketler okulu. buradaki sözcük iş, bay beale. insanlar sürünerek çamurun içinden çıktılar. ve bizim çocuklarımız bay beale mükemmel dünyayı görecekler. orada savaş ya da kıtlık, bunalım ve vahşet olmayacak! tek ve büyük bir evrensel şirkette herkes ortak kâra hizmet etmek için çalışacak.
orada herkesin hissesi olacak ihtiyaçlar karşılanmış olacak, bütün endişeler kalkmış, sıkıntının yerini neşe almış olacak.
….ve bu müjdenin vaizi olarak sizi seçtim, bay beale. “
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder